Asude yalnızlık
indikçe sineye diken diken
kıvranan hasret yalnızlığın yalaz goncası aç ar arsız, kokusuz katmerli azap takar kancayı ruha ne kadar suskunsa döşünde yer eden sızı tutunamadığın uçurum aşkların bileşkesinde deşilir öç yuvaları yıldızlarını söken gök altında umudunu yutmuş sıra dağlar yağmur yağmur dökülürcesine üzerine karanlık alev alev deniz hasretinin dalga dalga vurduğu duvarlarında ölür, merhem diye şakıyan bülbüller boz artık hüzün bağlarını gömül haylazlığın çekici kıvrımlarına seviş sevişebildiğin kadar asude yalnızlığınla Sude Nur Haylazca |