Şu dağın ardında güneş var
sedir kokulu
kırbaçlar şaklardı uykularında şahlanırdı atlar geçerlerdi şeytan çarkından kara kaftan al kumaş okyanusta susku bulutta vurgun “devlet başa-kuzgun leşe” su aldı yürekler ....................ürkek kangren kökler çatır çatır turkuaz kubbeler .................................peşpeşe ışığın gözlerinden sakınıp karanlığın haremine sığınan rahipler parçalarken Hypatia’yı zaman: Agis’in boynunda yağlı urgan susuz kırılmak gibi ............................susuz on muharremde ..............Tunceli de ........................Lice’de otuz beş goncalı gülle kavrulmak gibi kaç bin yıl daha parçalanmak gibi Agis’in boynunda yağlı urgan Serez çarşısında yüzünü kapatan esnafın karşısında ...........................................anadan üryan Bedrettin darağacında ve Nesimi .........ve Kubilay ...............Hallaç-ı Mansur ve Olimpos’un kara bulutu Sokrates kul hakkına asıyordu ahlak felsefesini baldıran ağusu soğuturken nefesini bilinmez kimden .............bilinmez neden Musa’ya sürgün .......................İsa’ya çarmıh sefillikten rezillikten ezilir sürgünler mahzenler ..........zindanlar ...............cendereler ...................çekilmez işkenceler gün döner devran döner Agis’in boynunda yağlı urgan kılıcın oluğunda karanfildir kan sübyan demez zavallı demez zevce derler duyar duymaz bilir bilmez taşlar taşlar ..............recm ederler sel gider kum kalır ........batıl gider akıl kalır fışkırır gene filizler ürkütse de çocukları .........................karanlık .............................yalandır şu dağın ardında bir dağın ardında ...........................güneş vardır güneş baki olandır Müsade Özdemir |