Bir Sevdaydı Geldi Geçtiöz değişti söz değişti tatlanırken damağımızda şah damarında emdiğimiz hayat haberler duyardık acıya ve mateme bulanmış haberler yok olurken değerler ağlayacak kucak kucağa sarılacak kadar vurulmadık vurduk susacak kadar yaslı dudaklarında çürüdü sıcacık öpüşler gözü dönmüş yalnızlık dolandı ayaklarına imledi hasreti kaldırım taşları ellerimizi ellerine bağlayamadık lokmalar tatlandı damağımızda yatırdık uykuya aklımızı kapıları daralttık, yolları uzattık bindirdik yalnızlık gemisine, tükenişe yolladık kederleri dalgalandı denizlerde kaç kere boğuldular görmedik bilgeliği taşıyıp omuzlarımızda bizler şarkılarımızı eşyalara söyledik yastık altı birikimlerimize yaşamak uçarı bir heves değildi oysa her sabah düş kentine açarken kollarını sarılıp kaldılar patiskasına umutsuzluğun çözüldü sıvalar, döküldü duvarlar son nefesin buharı vurdu camlara tek kişilik odalarda çırpındılar ne bakışları kaldı yarına uzatılmış ne de haykırışları eski mendillerin solmayan nakışında kuruyan ağaçların kansız dalları mıydık bağdaşamadık insanlık onuruyla yazık yazıldık çavlanların lirizmine sesimizin tonu bıçkın sağnak sümküre sümküre tükürdük geçmişimizi vefanın suretini yüklensek yırtsak yüzümüzdeki gölgeleri koparıp güneşi parça parça bölsek gözlerimize anne desek, baba desek adlarını çağırmaya yeltensek ince bir sızı çığlık olur, parçalar dilimizi eyvahlar olsun… bir zamanlar baharı giyinip kuşanan ağaçlar şimdi kar altında ağlamaktalar Müsadenizle |
TÜRKİSTANLIYA YAPYIĞINIZ İNCE YORUMUNU OKUDUM,
SAYFANA GİRDİM.
BU GÜZEL ŞİİRİNİZLE KARŞILAŞTIM.
KUTLARIM DUYGULARINIZIN FEVERANINI,
KALEMİNİZİ.
ANTOLOJİDE VE EDEBİYAT DEFTERİNDE BENİM BAHÇEME DE BİR UĞRAYIN.
FIRSATINIZ OLURSA TABİİ.
ÇÜNKÜ BURADA YALNIZ KALDIM.
ÖDÜNÇ YORUM İŞİNİ BECEREMEDİĞİM İÇİN OLSA GEREK.
FİKİR OLSUN DİYE BİR ŞİİRİMİ SİZE GÖNDERİYORUM.
TEKRAR ŞİİRİNİ,
VE SENİ KUTLUYORUM.
SAYGILARIMLA EFENDİM.
NECATİ OCAKCI
ANTALYA
ŞAİRLER YAZSIN
Bilmezsin heceden, aruz, vezinden
Üstelik anlamaz, kimse sözünden
Herkes şair oldu, senin yüzünden
Tarzında yetersiz, az oğlu azsın
Bırak da; şiiri, şairler yazsın.
Kel başa takmışsın, siyah sırmalar
Ne o öyle belden, gerdan kırmalar
Ayağın, uyağın, kulak tırmalar
Tamtakır taverna, gırnata, cazsın
Bırak da; şiiri, şairler yazsın.
Neymiş efendim de, kitabı varmış
Gurur, kibir dersen, serapa sarmış
O güzel Türkçemin, başını yarmış
Sosyete mollası, arıca nazsın
Bırak da; şiiri, şairler yazsın.
Ona ayırdığım, zamana yazık
Motor iflas etmiş, kaporta çizik
İmgesi, simgesi, solfeji bozuk
Telleri paslanmış, akortsuz sazsın
Bırak da; şiiri, şairler yazsın.
Baştan sona kadar, manalar kısır
Anlamak ne mümkün, geçse de asır?
Günah o kadar ki, örtmüyor kusur
Şiir denizinde, güneşsiz yazsın
Bırak da; şiiri, şairler yazsın.
Arif Nihat; “Bayrak” dedi, demlendi
Orhan Şaik; “Vatan” dedi, ünlendi
“Yaş otuz beş” dedi, Cahit dinlendi
Toprağı; ustalar, ozanlar kazsın
Bırak da; şiiri, şairler yazsın.
“İstiklâl Marşı”’nda, Akif olsaydın
“Silistre”’de, Namık Kemâl dolsaydın
“Han Duvarları”’ndan, örnek alsaydın
Aküsü bozulmuş, ışıksız faz’sın
Bırak da; şiiri, şairler yazsın.
Necati’m; çömezlik, belâdır başa
Yaza- yaza geldim, elli beş yaşa
Sen de şair misin, tövbeler haşa?
Damakta burgusun, çekilmez hazsın
Bırak da; şiiri, şairler yazsın.
Necati OCAKCI