GİTMEÇökmekte olan bir imparatorluğun Ayak sesleri gibiydi yalnızlık… Yavaş yavaş ve vakur ilerliyordu Tanrılar Zirâ tanırlardı beni… Kırılgan yanlarımı tamire koyulmuştu zaman… Varoluşumun otuz beşinci yılıydı Ve sen En güzel yerinde oturuyordun sırça köşkümün… Ne gereği vardı savrulmanın uzak diyarlara Yokluk çekmeye muktedir değilken… Avutmaz mıydı seni gözlerimden sana değen aşk… sen kal ! ben yürüyorum nasıl olsa hep sana doğru… ben gelmesem bile küllerim sana savrulur merak etme gamzelerine dolar gözyaşlarım eninde sonunda… Gitme! Törpülenmemiş yanların acıtsa da beni Tenimdeki mızrakların dursun ve Dilinden uçsun artık “ayrılık” sözcükleri Hazır değilim Bak elimde siyah bir gece var beklemede Gidersen çöküverir üstüme… biliyorum Boğazıma düğümlenir en sevdiğim sarmaşıklar… Gel Gereksiz acılarla boğulmayalım Basmasın karabasanlar bizi gündüzü geceyle devşirmeyelim ve Yeniden doğrulalım ... Çekilirsen gözlerimden Eğer; Bağışlamam kendimi Ayrılık körükler bu ateşi Sürünürüm sersefil En sevdiğim yine sen En sevmediğim yine ben olurum Sensiz yaşayamam ki elimde değil! FERAY İLERİ |
gece ile gündüz birbirini iteler durur
gece baskın çıkar
ayrılık ertesi dudağında yaırm nağmeler
giden dönmese de bir umut eder sevgililer...
....... Feray' cığım, bahsettiğin o şiir bu şiirse eğer, ben beğendimmm..:))
Sevgiler canım, gerçekten hoş, yormayan, çok güzeldi şiirin....