4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1365
Okunma
Çökmekte olan bir imparatorluğun
Ayak sesleri gibiydi yalnızlık…
Yavaş yavaş ve vakur ilerliyordu Tanrılar
Zirâ tanırlardı beni…
Kırılgan yanlarımı tamire koyulmuştu zaman…
Varoluşumun otuz beşinci yılıydı
Ve
sen
En güzel yerinde oturuyordun sırça köşkümün…
Ne gereği vardı savrulmanın uzak diyarlara
Yokluk çekmeye muktedir değilken…
Avutmaz mıydı seni
gözlerimden sana değen aşk…
sen kal !
ben yürüyorum nasıl olsa hep sana doğru…
ben gelmesem bile küllerim sana savrulur
merak etme
gamzelerine dolar gözyaşlarım
eninde sonunda…
Gitme!
Törpülenmemiş yanların acıtsa da beni
Tenimdeki mızrakların dursun
ve
Dilinden uçsun artık “ayrılık” sözcükleri
Hazır değilim
Bak elimde siyah bir gece var beklemede
Gidersen çöküverir üstüme…
biliyorum
Boğazıma düğümlenir en sevdiğim sarmaşıklar…
Gel
Gereksiz acılarla boğulmayalım
Basmasın karabasanlar bizi
gündüzü geceyle devşirmeyelim
ve
Yeniden doğrulalım ...
Çekilirsen gözlerimden
Eğer;
Bağışlamam kendimi
Ayrılık körükler bu ateşi
Sürünürüm sersefil
En sevdiğim yine sen
En sevmediğim yine ben olurum
Sensiz yaşayamam ki elimde değil!
FERAY İLERİ
5.0
100% (3)