SADAKATÜstünü açık bıraktığım sözcüklerim Kan çanağı gözlerinle buluştu Dur durak demeden çarpışıyor arsız kelimeler Yüzünde aşınıyor vazgeçilmez tutkularım Affet diyorsun Affedemem… İsyan bayrağını kaldırıyor aldatılmışlık Dizginlerini koparıyor öfke ellerimde Yavaş yavaş damlıyor dudağımdan zehir-i aşkın Affet diyorsun Affedemem… Tutsak değilim Bilakis hiç olmadığım kadar hafif ruhum Bir tek sarhoşken böyle hissederdim kendimi Bir de biz olurken bu beden... Hiç olmadığı kadar yalın ve ahlaksız kelimeler boca ediyor sıfatını baştan aşağıya… Hala yüzsüzce affet diyorsun bana Ama Affedemem… Zembereği kırılmış şehrin tüm saatlerinin Vakit pusuda … Yırtılan zamanları dikeceğim büyüdükçe çığlıklarım… Düşlere gömüldü artık mutluluk çırpındıkça kanatlarım… Köşe başlarında satılık değil ‘’sadakatim’’ Bir nefeslik heveslere kilitler asmıştım senden sonra Senden öncem umutlara sarılıydı hep Köprüler kurardım geleceğe Sana uzanan en büyük eldi sevgim Ve her yol sana çıkardı tabelalarımda Ben buna sadakat derdim… Kırılgan bir noktasındayım aşkın Yazgım ters düz olacak öfkemin ucunda biliyorum Karabasan gibi çökecek gölgesi yalnızlığın Ama ben İlk defa korkmuyorum… Yalanlarının ucunda ıslanmaktansa her daim; Sadakat şemsiyemi açıyorum… FERAY İLERİ ŞİİRİME SADECE SESİYLE DEĞİL RUHUYLA DA EŞLİK EDEN KALİMERA’YA SONSUZ TEŞEKKÜRLER... |