şubat yanığıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Şimdi git
Ben nasıl olsa gelirim Yaralı kuzu misali, kurdun ardı sıra… Şimdi git Benden öte sürdüğün tüm dudak çırpınışları, nefsini gözlerinde yıkamış şehrin izbe sokaklarına çarparak kaldırım taşlarında son bulsun ve bin fahişenin bir cenini yeşertemeyecek bereketsiz rahmine dolsun. Gözümden sızan her iyot, duygu yoksunu erkekliğinin künyesine hapsolsun...Bu son şiirdir sana, bu son serzeniş, bu son yakarış. Allah aşkına öldür gözlerimi. Öldür ki uçsuz bucaksız siyahlığım, mavisine aldandığım bütün sevdaların omuz çürüten tabutuna, milliyetsiz kalplerin ihtilal bayrağı ve mülteci sevilerin intihal kefeni olsun.
Yalvarırım git… Ben senden gidemem bildiğim tek yolsun… Puslu bir göğe kaldırdım başımı, gidişine ağıtlanan her kahpe damla alnımdaki çizgilere dolsun. Tenimde, varlığınla zemherinin bağrına arsız açılıveren her yaralı kardelen, yokluğunda bir bir solsun. Nedamet mi, asla! Gözlerinde kamçıladığım her masumiyet, dudaklarından aldığım her ıslak sevinç ve imanımı teninle aldattığım, sevişerek ruhumu yaktığım her lahza kendini günahkâr sanan iblise, şehvet kakmalı bir kutu içerisinde en ahlaksız hediyem olsun. ©aysegulguncan şubatikibinon / a n k a r a |
Aşk ağrili geçeme dem olsun bu şiir.