87
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
7317
Okunma
sadece sana...
- I -
kırmızıya bürünmüş gökyaşları
avurtları çökmüş hilal
ve esmer yalnızlıkların nihayetinde
avuçlarımızda biriken su yakarışları
öyküsüne öykündüğümüz,
metruk bir yanılgı
ve kehribar sarısı vazgeçişler
ihtişamla çağıldıyor gözbebeklerinde
yok ormanlarda
hiç gürgenlerin gölgesine
defnedilmiş bir sevdadır kırık tebessümün
sevgili
bak gözlerime
ellerimde şafak üşüyor
tan ağarıyor ayalarının içinde
terinden terime göç eden imgedir bu kalabalık
sanki aşk ayyuka çıkıyor tün çekilince
- II –
ölüme adanmış begonya kokusu
çamların terkisinde kuruyan kozalak
ve nüzul yüreklerin saçaklarında
tiril tiril titreyen serçe kadar yokuz oysa
kasım yanıyor dudakların kuşluk vakti
kasım kasım kasılıyor içimizde aşk
sen yazılmamış kaderimin soğuk mührü
öpsen
dudaklarıma iz bırakır saçların
öpsem (c)an çekilir sözbebeklerinden
sanki ten tenden ürperiyor gün yükselince
- III-
yol boyu dalgın karıncalar dizgisi
yol boyu keder
gözlerin bitimsiz bir mazinin ufuk çizgisi
söyle varlığına daha kaç milat var sevgili
an’da hapsolup sonsuzluğa hür kalmaksa aşk
ben vazgeçtim
sen de geç hürriyetinden
geç ki izi kalsın bitimsiz caddelerde ayak izlerinin
yürüsek,
gölge siyahlığında salınır aşk peşimizden
dursak,
namı yürür tenimde fahiş gizlerinin
sanki tin ardan sıyrılıyor gün çekilince
- IV –
şimdi hazanda zamansız açıveren
bir erguvandır içimizde aşk…
gitmesek diyorum
yığılıp kalsak kaldırım taşlarına
ayrılıklar kurmadan yolumuza kumpas
ya da…
gitsek diyorum
er bir vedaya hüküm giysek
gözbebeklerimizi çürütmeden yas
ağla sevgili
ağla ki munzur arınsın gözyaşlarında
şimdi biz
öznesi gizil aşkların devrik katilleriyiz
oysa kan cellada ne çok yakışıyor tün yükselince
……………………………
5.0
100% (42)