Doğduğumda Uçsuz bucaksız özgürlükler Ve diz boyu yokluklar vardı içimde biri varki geçer bu dünyayı Gitmeler kaldı hatırımda
Kızıyor hala bana Kalmaya yerim yoktu Dursana gözlerimde Bir boşluk dilimde Kanadım değdiğinde umuda Su gitmez dereden göçtüm bu dünyaya çatlarken tenim çakıl taşı biriktirmek muradım içmeden doymalarım o yüzden içimde denizler biriktirdim Kelebekler düşledim sana
kaçak değilim aslında unutuldum yanlızca Yanım dar ayrılıga Gidilmiş yollardan geliyorum bulamıyorum zamanı Her yana savrulan amansız kağnı eve dönemiyordum Kızılca bir bulut ayışıgım sarabildiğin kadarım
ayrılık kapılardan yağan sağanak Yagmuru o zaman sevdim Üçü sıtmadan ölmüş yedincisi biri beni sevsin diye hasta olurdum Babam savastan tek ayaklı dönmedi Eve gelirken yolda amcalarım Büyük dedem kurtuluş savaşından dönmemişler Belliki dönemiyoruz bir yerlerden hep yol üstündeyiz
Sabah ayazında gitmeler asılı içimde Eski evler önündeyim Ates üstünde asılı acı biberler ağzımda Akşam üstü sofraları içimde nisan Yediğimiz ayaz içtigimiz kara duman Et yemedim hiç Susadıgımız ayran Hayvan dostuta değilim Kurban bayramlarında hep hasta olurdum Kırmızı kurdelelerim olurdu yanağımda Et tutar insanları
doktor görmedim ben hasta olunca ateşe yanaşırdık 9 yaşındaydım taşıdım ormanı eve Bin ton orman Yakıp yakıp ayazda Güneşi düşünüyordum Bayırlarda yıkılmak üzere bir ev Bir devranı seviyordum
Ne kadar uzağız seni nerde unuttum Degil rüzgar nefesten sallanan zamanı seviyordum sabırsız çocuk Agaç dallarına aşık sürekli bir yerlerini düşüp kırmak muradı güneş görmek
Gelmeden gitmeler asılı içimde ben yol üstü meydanlarını sevdim Her yer bayır heyelan Akıyor toprak içimden Tutunamamak hiç bir seye taşıyor toprağı suya zaman sel yağıyor üstüme kafesteyim
Ayağımda lastik ayakkabılar Tutunacak yolum bayır Kayıyorum hayattan Tutmuyor çıralar ateşte Patates tarlalarında dilencilik ve Anam Hem çam ağacıda yok bizde Kavun karpuz Muzu on sekizinde gördüm TV yi on altı yasında tanıdım Öpüşüyorlarmıs insanlar Öpmeye utandığım anam Ayaklarına tünedim Dokunabildiğim o kadar içimde burukluklar hatta Kimliksiz sırlarım kaldı hayatta asılı eskı kapılarda Kirmizi biberlerin agız yangınında öpülmemiş dudakların kırmızısı avuçlarımda
Birde gidebilmek vardı bizde Yediğimiz ekmeğin vebali hüzünlerimiz hasretti çağ aşırı Kimsenin suçu yokmus meğer Bosunaymış kaçtığımız Yoksulluk içimizde iki dudak arasına gizli Bizde bolca yagmur vardı
Ne zaman rüya görsem Ana dizinde çocuklar içimde yolculuklar Baba demek nasıp olmadı bana Burkulurken içimde Adresi yok susmaların sabah erkenden gitmeliyim
biriktirdigim özlem ilişmek istiyorum aslında biryere içimde kara çalılar bitiren dere yok zamanım sevmeye Kayiyor ellerimden karıncayi bile tutamıyorum Başımı her duvara vurduğum o yüzden Kızılca bir yani var yüreğimin kısılmış yanı atesten Kuş uçmaz kervan geçmez bir yerlerde esirim Beklediğim o yüzden
Varamıyorum bir yere yanlızca gitmek var içimde Ulaşmak düşlemiyorum artık eve Ellerimden tutsana
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
çocuk şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
çocuk şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Çoktandır ruhumu saran ve düşündüren inceden hayal olan bir şiir okumamıştım Su gibiydi Çok hassas bir şiirdi Aglatabilirdi... Yüregine saglık var ol Çok saygılar sevgiler Keoman
Hasreti kalmış büyüklüğüne gizlenen çocuğun.... Evvelimiz o, ahirimiz bu dost... Güzel bir nostaljiydi yüreğinizin akıntısı. Kaleminiz susmasın. Saygılarımla
yaralı yanlara dermen bulmanın
yada hasreti sonlandırmalın adı
gitmek gidilecek bir yer yoksa düşlenen anlamsızdır
çok çok güzeldi dolu dolu düşündüren hissettiren
yürege saglık
selam saygılarımla