zemheri bir kışa soyunuyor ellerim bütün günbatımları eski bir iskeleden kalkarken vedaya yeltenen her sözcüğün ardından boğazıma oturan sıkılı bir yumruğu öpüyorum dilimde acı bir ısırgan tadı ve kalbimde ayrılığın zehirli miadı dolarken sana kavuşmayı dileyen duaların zikrine duruyorum
uykuya düşman bir gecedir artık yalnızlık yelkovan gözlerinde ay suretinde yıkanıyor iç çekişen cümleler ve solgun sayfalar çevrilirken sana yazılan bir roman oluyorum
şimdi sıkılganlığımı açığa vuran cümlelerin pişmanlığı çıkıyor içime özlemini düşüren ayrılık kokusu her sabah yenilenirken moda’da sahili kesen bir çay bahçesinde sessiz bir tiyatro oynanıyor ben İngilizce öğreniyorum sen gülümseyerek de olsa çocuk kitabı
Aya Yorgi’ de gözlerimizi kapatarak dileğine durduğumuz hayallerimizin adıydı Lila bağdaş kurup sevinçlerimizi toplarken bir uçurum kenarına yağmurlu bir ülkeye umutlu düşlerimizi armağan ediyoruz gözlerimizde maviden seyreden martıların çığlığı yüzümüze isteyerek tuttuğumuz aynada sevişiyoruz
aslında uzun lafın kısası seni seviyorum hangi şehirde bir orman yangını başlasa yanıp duran kalbime yoruyorum Tanrı bir günahkarı bir Melek’le tanıştırdığından beri cennete bile inanıyorum
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bana Hoşçakal Deme şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bana Hoşçakal Deme şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Uzun zaman olmuştu şiirlerını okumayalı her zamankı gibi çok ıyı geldi ve her zamanki gibi çok güzeldi sevgili faik ve doğum günün kutlu olsun şiirle dolu nice güzel yaşalara ...
uykuya düşman bir gecedir artık yalnızlık yelkovan gözlerinde ay suretinde yıkanıyor iç çekişen cümleler ve solgun sayfalar çevrilirken sana yazılan bir roman oluyorum
..............................................
aslında uzun lafın kısası seni seviyorum hangi şehirde bir orman yangını başlasa yanıp duran kalbime yoruyorum Tanrı bir günahkarı bir Melek’le tanıştırdığından beri cennete bile inanıyorum
Sevgili Faik
Sayfana gelmekte biraz geç kaldım ama bağışla şiirde çok etkili imgeler var bütünü ile çok anlamlı tebrik ederim sevgi saygı ve selam ile.
zemheri bir kışa soyunuyor ellerim bütün günbatımları eski bir iskeleden kalkarken vedaya yeltenen her sözcüğün ardından boğazıma oturan sıkılı bir yumruğu öpüyorum dilimde acı bir ısırgan tadı ve kalbimde ayrılığın zehirli miadı dolarken sana kavuşmayı dileyen duaların zikrine duruyorum
HARİKA BİR ŞİİR OKUDUM SAYFANIZDAN...TEBRİKLER..SAYGILARIMLA
Bir gün boğazın mavi ninnisiyle Ve bir şarkıyla uyanabilsen güne Çocukların pembe gülüşleriyle Bakışlarında hep sevda sıcaklığı Kimbilir böyle kaç mevsim yaşadın Ellerinde emanet titremelerle Aaah be usta ben yazsam tükenirmi acın Bitermi ızdırabın??
Bütün şiirlerin gibiydi mükemmel ötesi,nedense son satırları hep aynı cümleyle bağlıyorum ''bu kadar mı olur''.. Evet Mamoste ancak bu kadar olur, yine sözsüz bıraktın beni aşkolsun ne diyeyim.. Kalemin Susmasın,Yüreğinin Çağlayanı Sonsuz Olsun..
Aslında bu işi bilmiyorsun demekle ön yargılı davranmışım. yanlış yapmışım. çünkü bu şiir mükemmel öğeler ve betimlemelerle harika olmuş. ve çok manidar teşbihlerin temaya uygunluğuda fevkalade keşke o şansız yorumu yapmasaydınız. Yine güzel bir fotoğraf yayınladım. Ama altında şiir de var. Beğenmezsenizde sorun değil çünkü devamı var. Seni sevdim ben (1) sevgilerimle şiirinizi puanladım...
uykuya düşman bir gecedir artık yalnızlık yelkovan gözlerinde ay suretinde yıkanıyor iç çekişen cümleler ve solgun sayfalar çevrilirken sana yazılan bir roman oluyorum
-------------------------------- Yüreğinize sağlık çok güzel bir şiir okudum.Selamlar saygılar...
şimdi sıkılganlığımı açığa vuran cümlelerin pişmanlığı çıkıyor içime özlemini düşüren ayrılık kokusu her sabah yenilenirken moda’da sahili kesen bir çay bahçesinde sessiz bir tiyatro oynanıyor ben İngilizce öğreniyorum sen gülümseyerek de olsa çocuk kitabı
sorgulanmış dizelerden bir kelepçe yaratmak isteseydim.. beni kimse terkedemezdi..
şiir için.. aşk için.. ve gerçekler adına.. teşekkür ederim..
Final çok güzel ama affınıza sığınarak fikrimi beyan etmek isterim ki seslendirme şiirin güzelliğini gölgelemiş. Ama bu sadece benim fikrim eminim beğenen arkadaşlarda olmuştur ve en önemlisi sizin beğenmiş olmanız. Kaleminiz hiç üşümesin sevgilerimle.
aslında uzun lafın kısası seni seviyorum hangi şehirde bir orman yangını başlasa yanıp duran kalbime yoruyorum Tanrı bir günahkarı bir Melek’le tanıştırdığından beri cennete bile inanıyorum
aslında bu şiirinle uzun bir gecede hiç gidilmedik yolculuklara girmek var ve her hüzün sonrası sıkıca öpmek maviyi
aslında uzun lafın kısası seni seviyorum hangi şehirde bir orman yangını başlasa yanıp duran kalbime yoruyorum Tanrı bir günahkarı bir Melek’le tanıştırdığından beri cennete bile inanıyorum ...duygularınızı bana yansıttınız içtenn okudummm yaşadım harika dizelerde kendımı yaşadım.yürekten kutlarım benzetmeler çok güzel.Hep yazın emii..
şiiri okumaya başlıyosun nerde vuracak bizi diye tedirgin halde saçak kenarlarına tünemiş kuşlar misali,ama fakında değiliz aslında her satırda vurula vurula ilerliyoruz.Kelimelerin çaresizliğini gördükçe,bu aslında kelimelerin değil şairin kelimelere hükmetmesi olduğunu anlıyoruz.
"Tanrı bir günahkarı bir Melek’le tanıştırdığından beri cennete bile inanıyorum" bunu neden söyledin şair,ben de inanmaya başladım ve üstelik aşka.
ama şunu söylemek istiyorum hakemler hakkında konuşmayı pek sevmem herşey ortada.
bu şair şiirden bir ülke kuruyor o ülkeyi seviyorum.
aslında uzun lafın kısası seni seviyorum hangi şehirde bir orman yangını başlasa yanıp duran kalbime yoruyorum Tanrı bir günahkarı bir Melek’le tanıştırdığından beri cennete bile inanıyorum
Bakırköy sahiline her gün uğramazsam..bir eksiklik hissederdim içimde.. denizi görmek..dalgakıranda yürümek..dalgaların kayalara hırçınca çarpıp dağıldığında üzerime sıçraması.. martıların boyunlarını içeri çekmiş üşümüş hâlleri..
o zaman ben de üşüdüğümü hisseder.. yolu uzatmak için geldiğim yoldan değil.. sahil yolundan..Ataköy 1 ve 2. kısımlarının arasından geçen yola doğru yürümeye başlardım..
hele ki böyle karlı bir günde.. bomboş yollarda ardımda kendi ayak izlerimden başka takip edenin olmadığı.. önümde de evvelce yürümüş kimseden arta kalan bir iz kalmadığı için.. yalnızlığın hüznü hemen gelir yakama yapışırdı..
güneşin karlardan yansıyan parlaklığı gözlerime vurdukça.. kısılırdı gözlerim.. sonra.. o büyük beyaz sessizliğin ortasında bağırırdım..çılgınlar gibi.. "seni seviyorum..seni seviyorum.." duyan oldu mu ? diye..etrafa bakınırdım.. gök duydu mu sesimi..yol kenarındaki sıraanmış ağaçlar..koca koca bloklar !.. oysa kendim bile duyamamıştım ki sesimi !.. hâlbuki nasıl da ciğerim yırtılırcasına bağırmış gibi hissediyordum.. yine kalbime haykırmıştım..senin olduğun yere..sana duyurmaya çalışmıştım demek ki.. yine kalbime doğru sana seslendim yine kalbime hiç duymadın mı ?..
olsun duymasan da ordasın ya..hep hoşçakal.....
Ustam merhaba..mükemmeldi..kusurumuz varsa affola..gerçi "elma" bir kez ısırıldı ya.. :) yüreğinize sağlık..sevgi..saygı ve selâmlarımla..
yavaş yavaş yokluğuna alışıyor gözlerim her gün içimden bomboş gemiler yüzerken gurbetin kucağında hasretle boğuşan sözlerin çığ halinde üzerime yığılmasına izin veriyorum yüreğimde sensizliğin yatıya kalışı ve yabancı kesilen bakışlarının gözlerimde oturuşunu seyrederken çok uzaklarda olduğunu hatırlayıp istemeyerek te olsa sana güle güle diyorum
koca bir sessizliktir şimdi yalnızlık nefes alamadığını düşünüp kendini sokağa atarken gözüne ilişen herşey artık yabancıdır hasret türkülerini diline dolayıp halaylar çekerken kimsesiz taşlarında gezinirsin kaldırımların mıknatıs gibi çekilirsin yanıbaşına sana arkadaş gibi görünen yalancı yolların
şimdi hiçliğini soyunan cümleler soğuktan d/üşüyor içime gelip oturan seni her sabah uğurlarken Köln'de Noel şarkıları çalınıyor her taraf ışıklarla örtülü cıvıl cıvıl dört gözle beklenen kar biraz erken yağmış ve erimeye yüz tutup çamura bulanırken ben Almanca öğreniyorum sen ise sinir olacağımı bildiğin halde inadına seyrine dalıyorsun ya futbol ya da *oks maçlarının
say ki korkarak çıktığımız Dom'un tepesinde Köln'ü ayaklarımızın altına alıyoruz bir anda herşeyi ve herkesi unutup yağmurun tepeden tırnağa ıslatmasına izin veriyoruz halbuki ne sen ne de ben hiç sevmezken yağışları ve üzerimize çevrilen intihar şüpheli kalabalığı görür görmez bu sefer de telaşa kapılıyoruz sen "kapa gözlerini ve bizi yalnız hayal et" diyorsun tenimize değen her yağmur damlasını birer öpücükle uğurlarken sonra "duygusallığa soyunan çılgın aşıklar sadece" diyen onca insanın alkış yağmuruna tutuluyoruz
aslında seni çok seviyorum hangi cümlede bir harf sessizliğini giyinse içimde biriken ünsüzlere noktalarını armağan etmek istiyorum Tanrı acı ya da tatlı tesadüflerle karşılaştırdığından beri artık kadere bile inanıyorum...
dün sessiz bir şekilde yolculamıştım şiirini...bugün ise konuşturdu ellerimi...iyi mi ettim kötü mü ettim bilmiyorum ama paylaşım adına yazıyorum...umarım beğenirsin Can...
her kelime duygusallığını giyinip ve sevgi dolu dillenip biraz da hüzünle sarmaş dolaş olmuş...iyi ki de olmuş...
çok çoook güzeldi...Sevgili Duygu'nun ferahlatan ve dinlendiren hüzünlü sesinden dinlemek şiiri ayrı bir keyifti...
yüreğinize ve emeğinize sevgimle...
Yaralım tarafından 12/23/2009 6:29:09 PM zamanında düzenlenmiştir.
Aya Yorgi’ de gözlerimizi kapatarak dileğine durduğumuz hayallerimizin adıydı Lila bağdaş kurup sevinçlerimizi toplarken bir uçurum kenarına yağmurlu bir ülkeye umutlu düşlerimizi armağan ediyoruz gözlerimizde maviden seyreden martıların çığlığı yüzümüze isteyerek tuttuğumuz aynada sevişiyoruz
aslında uzun lafın kısası seni seviyorum hangi şehirde bir orman yangını başlasa yanıp duran kalbime yoruyorum Tanrı bir günahkarı bir Melek’le tanıştırdığından beri cennete bile inanıyorum
merhaba sus pus olmuş bir akşamımın içinden geçen çığlık kutlarım bu harika şiirinizi günün şiirini şimdiden seçtim ben . o kadar güzel o kadar harika bir yorum ki ışıklandı yüreğimin bütün sokakları gündüz gibi oldu her yer utanmasa ayinklee duracak yüreğim de bana bu hangi iklim hoşça kalllardan uzak dursun yüreğin hep kurduğun düşte bıraktığınız güzlüşte kalın
“avuçlarından şiir uçuran bir abdala düştü özüm hem hayret hem hayran aşk görmedi henüz kendini böyle anlatan”
Tanıdın mı bunu Aspendos ?
Bu ifadeyi kullandığım vakit tam anlamıyla doğru bulduğumu biliyordum ama şimdi kat be kat artıyor buna inancım. Bazen okuduğumuz yazarların duruşlarından beklentilerimize dair alışkanlıklarımızın olduğunu görüyoruz kendimizde bir süre sonra. Kalemi ele alışı, düşüncesi, bakışı, fikri vs. vs. Aynen dışarıdaki yazarlara bakarken düşündüğümü site kalemleri için de düşünüyorum zira bende öyle oluyor. Nasıl peki, bunu geçenlerde fark ettim. Yine bir Aspendos şiiriydi ama yok böyle öfke “ neden Aspendos neden” diye diye gittim evden. Çünkü “ayrılık” ya da “git” ifadesinin evrende yakışacağı en son kalemsin bence.
Ki ,
bu şiiri okuyunca en az Ah Esma’ da olduğu kadar mutluluk uyandı yüreğimde – şimdi diyeceksin ki Esma’da git’in alasını söyledim ama ben de derim ki ben harfleri gözlerimle okumuyorum ve bil ki okuduğumun adı sadece alfabe değil yeter değil mi cevap olarak - . İnan samimiyetimle söylüyorum o şiir etrafımda bulunan tüm bilgisayar , telefon ve mp3, mp4’ lerde var. Çünkü istediğim an onu dinleyemezsem oturur ağlarım. Ve bu eserin de öylece yer alacağını bil dinleyemem ama şükür teknoloji başka alanlarda da oldukça ilerlemiş durumda .
Tabi dar bakıp sadece bir şey yazmalı , tek tema etrafında dönüp durmalı demem asla hiçbir kalem için. Lâkin baktığım zaman diğer temalarda da güçlü bir duruş var burada ki benim dilimde takdire yeter…
Evet bu sayfada hep nasıl şiir bulmak istediğimi belirttim ama bunun her yerde her türlü görülmesinin olağan olduğunu düşündüğümü sakın ola düşünmeyin. Belki siz söversiniz ama ben onu bile çok farklı görüyorumdur kalem kurşununun izlerinde. Ayrıca hep aynı olmak da değil kastım ki Aspendos gece gündüz bu tema ile yazsa asla kalem kendini tekrar ediyor demem neden peki ne ayrıcalığı var bu kalemin değil mi (?) peki birlikte bakalım ;
“uzun lafın kısası seni seviyorum”
Bu kalem ayrılığın ansiklopedisini bile yazsa ben her harfte bu cümle ikamelerini görürüm. Nasıl , hakikaten de hayret Havin diyorum ben de ama işte kalem diyorsak, şair diyorsak böyle olsun abi. Dişlerini sıkıp seni seviyorum dediğinde nefret yanacak gözlerde defol dediğinde seni seviyorum’lar çığlık gibi akacak gözlerde… Yani çok çeşitli olabilmek gerekir tek görünüşte. Hani bazen bazı kelime köklerinde bir olay olur;
“ yaz”
Hem mevsim hem de yazmak eyleminin adına işaret. İşte insan da böyle olmalı ki zaten kısa üç günlük ömür dediğimiz o halde yerimizde saymamalıyız derim…
Sonra bahtsız “yalnızlık” ;
“uykuya düşman bir gecedir artık yalnızlık yelkovan gözlerinde ay suretinde yıkanıyor iç çekişen cümleler ve solgun sayfalar çevrilirken sana yazılan bir roman oluyorum”
Bu kelime ile hayatının hemen her döneminde karşılaşır kalp. Bazen kalabalıktır bazen bir başına tek ama her zaman da karanlıktır. Şair’in burada ona gece demesi gibi ve sonraki dizelerde gecede yaşanan hemen her şeyi yalnızlığa ve yalnızlığı da geceye bulaştırması da ayrı bir hava. Ama soğuk ama kansız ölüm gibi… Şimdi anlaşılmıştır herhalde şu “yaz” ı buraya neden çektiğim.
“vedaya yeltenen her sözcüğün ardından boğazıma oturan sıkılı bir yumruğu öpüyorum dilimde acı bir ısırgan tadı ve kalbimde ayrılığın zehirli miadı dolarken”
Çektiğim bölümün, bu dizelerin ilki ile sonundakine bakmak gerekir bence. Hani tarih kelimesi vardır ya işte burada bu uyanışın belki de şiirin tarihi görünüyor diyebilirim…
Çok uzun oldu yorum biliyorum ve devam etsem çok da uzun olur zira görünenin bin hali var içinde gördüklerimin.
İmgelerle kalbin anahtarını çok kolay bir şekilde bulabilen kalem için ne desem az ki daimini diliyorum şiirdeki bu başarının. Okumak hem keyif hem öğrenmek için de şans derim bence.
Günün, günümün şiirini kutluyorum ve kalem başarısının daimini diliyorum.
merhaba hani üçü bir arada derler ya gerçekten üçünüzü de ayakta alkışlıyorum şiir ses yorum hala da alkışlıyorum aşk aşk aşk kim ne derse desin ben başka bir şeye inanmıyorum yürek dolusu selamlar USATALAR...
fona uygun bir müzik atmalı şimdi..:)) ve kurulmalı şiirin yamacına...iki satı kelama nasıl ihtiyaç vardır bilemezsin şair..kendi anlamında...
dara düşmüş dar zamanların çıkmazında çarpar satırlar duvarlarıma..ve yüreğimin yüzünü yalar geçer ılık bir rüzgar.. biletlerin kesildiği yerlerdeyim şimdi...ben hiç bir biletimi dönüşlü almadım ki..sadece gitme eylemineydi..ve gittim...BİTTİM...şimdi mi şair..yorgun bir düşteyim..hani kimin kimi yorduğu belli değil...düş mü yorar beni yok sa ben mi düşü harcarım halleri...
bu akşam eve giderken bir şişe şarap almalı...çok oldu gitmelerin şerefine kaldırmayalı...kurarak kendimce bir oyun...kimbilir belkide şapkadan çıkar gecenin sonuna doğru oyun diye kurduklarım...
her gitme kendi kadarmış aslında..gidene farklı, kalana farklı dursada... bundan olsa gerek algılama zayıflıkları...hani inceden inceye kurulan bir düş...kimbilir, bırakır belki gamzelere bir gülüş...
sevmiyorum şiiri didik didik etmeyi... okuyor, alıyor ve bıraktıklarını düşüyorum sayfaya..en kendim olduğum sayfada olmak...ve en rahat...ondandır hep kendimi yazarım her sesin arkasına...
ve işte şiirin bana bıraktıkları...sahiden de eve giderken bir şarap almalı...:))
sevgiyle kal şiirin ölü çocuğu....ve cennetini sakla...
biz tatlı bir tebessüme uyanan sabahın kollarında bulduk aşkı ne , gece ne karanlık nede yıldızlar vardı ultra viyola bir ilişkinin son mihmandarıydık dalgalar kıyımıza huşu ile çarpardı önce güneş battı göz bebeklerinin maviliğinden ‘’hoşça kal’’ dediğin dev bir dalgaydı yüreğimin limanı tarumar oldu birden kapkara bir yalnızlığa abandık
dedik bizde…
umarım siz hiç demesiniz bunları sevgili dostum.. ki ah ne güzeldir seni seviyorum demek… hep sev ve hep yaz sen şiir adam.. sevgimle
yazdığınız şiiri nasıl ifade edebilirim ki çok hoş ve de güzel cümleler bunlar çokta iddalı belkim bir gün bende senin gibi çok düşler vede ii şiirler yazarım şaiire saygı ve sevgiler yazan yüreğe siirler olsun....?
Farzet ki güneş güne küs ve ben karasında kaldığın bir düş'üm. yıldızın koynundan koparıver bir ışığı uyandır bizi.... sana bakmanın sefasını süreyim karalarda bırak gelmesin bir daha dünyamıza güneş...ne çıkar ki ne farkeder sen varsın kollarımda seni sevmenin tadına varmak yetiyor yaşamaya ve gözlerin değer karanlıkta yaşlanmaya
uykuya düşman bir gecedir artık yalnızlık yelkovan gözlerinde yıkanıyor ay suretinde iç çekişen cümleler ve solgun sayfalar çevrilirken sana yazılan bir roman oluyorum ... kelimeler yerli yerinde...