İbrişim Kördüğüm…
İbrişimi solar düş bahçesinin, hazana boyanınca sabahlar…
güneşten ısınan perdede oynaşır gün martılar konuşur çatı pervazında acıları dillendirir seslerindeki hüzün lirik bir elbise giyer beden gülümsemesi az uçuk pembeden sıra dışı mavisinde solar özlem kendine kaçkın bir bekleyiş zamanı semirir. şimdi susmalı sözün ebesi saçlarını tarayıp yüzünü yıkamalı birazdan yağmur yağacak hazırken gözbebekleri ıslanmalı ince bir sağanakla sözlerin içinde çamuruna karılmalı serzeniş dediğin. çıkık elmacık kemikli hayatın ya allığı az geldi ya döküldü çekse de içindekiler mimini pudra kokusunda kalır çocuk yanı rastığı sineye çektikçe kararır az yanı. uzak kaldın yaza yazısız kalan şiir çağırır her gece elimden tutup aldatır beni kanar, kanarım sözcükler ele ele döner durur beynimde sensizlik körebe… soldu ibrişimler ebrusu kayıp demişti annem baht yapılmaz incinirsen hatırla saçlarına sarıl kalmıştır anne kokulu yanım rüyadır bu hayat alevi tende uyanık gördüm düşleri uçları hep yanık sil hüznü küsme gözlerinle pencerem zaten kırık… bekâreti kalmadı imgenin alacası soldu siyah karede bir fotoğraf arabı dilsiz bir kayıp tüller rüzgâra tutuldu ya kapı aralık ya pencere üşüyor sensizli yanım… sunu: ibrişimde sallanır renkler, çatladı yüzümde hüzün, mevsimsiz bir yazdayım ibrişimler kördüğüm. |