bütün fahişeleri sevdim
ne söylesem boş,
ne desem sarhoş sözü sayılır bundan sonra; inanın bana öyle sevmiştim ki alevin çıplak halini! önce sahte gözlerini çıkardı yüzünden sonra yalan dilini attı, üç kuruşa sattı dalgalı denizini uzandı yatağa.. söken şafakta döken yağmurdu sanki yedi renkle örülmüş gökteki bir surdu… soyundu soyunacağını ruhundan yanaklarındaki gamzeler ve iki kandil gibi yanan memeleriyle bir de göğsündeki ben kaldı… bir ben kaldım onda o an; dudaklarından dudaklarımla sildim eski öpücükleri yüreğindeki yaraları merhemledim dilimle, ellerim elleriyle kenetlenince çözüldü bileklerinden geçmişin kelepçeleri… yaşayan pezevenkleri öldürdüm bir sözümle kara sevdaya düştüm bir anda bütün fahişelerle seviştim her fahişeyi taparcasına sevdim bir gecede! bundan böyle böyle sevmeliyim artık; aynı yastık şart değil, darılarak aşka yalnızlığa sarılıp yatmalıyım belki! Belki bir demli çayla başlarım yeniden; belki Ortaköy’de belki Sarıyer’de… ö.n |