bir merhabaya uzanmayacak kadar korkak mıydı dudakların bir ışık seker geceden solar pembesi beyazın daha söze başlamadan ıslanır güneş yanığı yanakların
üstünden uçarak geçen bir martı yavrusunun soluğunu çek içine yanaklarından damlayan terler öpüşsün göğüslerinle bir uğultu halkası bıraksın kendini bir başka sevgiye
çiçekte döllerken kendini beyaz denize bir taş düştü ses vurdu kendini kıyıya sen ıssızlığını boğ bir ölüm yanılgısında doluya tutulan bir umut çiçeği ol ya da bağrımda yanan ateş
yakamozlar alabora olsun gözlerinde teknelerin kırık kürekleri olsun ellerin sürgün sürsün kavgamın avuçlarındaki gül dilimin değdiği yere döllesin kendini kırmızı sen ışığın hasret sancısı
bir kurşun hangi dilde anlatır kendini hasretin yorgun düşer kollarıma ay öksüz çocuk gibi ağlıyor orada sen köprüden geçiyorsun uzak bir şehir akşamında
dudaklarındaki sigaranın külüydüm dumanında savrulup gittim yine böyle bir deniz telaşı sıcaklığında ben gözlerinde eriyip bittim
sustum karanlığın en izbe yerinde sensiz bir zaman dilimi araladı kapıyı bir çocuk saflığı peşine düştü hecelerin yağmurun ritmine büründü gece
ölüm başucunda ninniler okumakla meşgul şimdi ben gözlerinde kaybolup gitmelere gebe içimde bir aşkın soluklarını duyumsuyorum günledir çoktandır yaralı yerlerim onarıyor kendini sanki hiç ayrılmamış sanki hiç acı çekmemiş gibi içimde anlatılmaz bir orkestra sana eşlik ediyor şimdi
sen şiirin bestelenmiş hali
şimdi duvardaki tablodan çıplaklığını söküyor kadın önce göğüslerini kapatıyor elerliyle uzatsa dudaklarını boyaları düşecek tuvale yığılıp kalacak bir gurbet şarkısının üstüne hani vardır ya ‘’ sen de başını alıp gitme ne olur, ne olur tut ellerimi ‘’ gitmeleri oynuyordu adam kadında kalan gözlerine aldırmadan sırtını döndü sevgiye bu nasıl günbatımı bu nasıl akşamdı böyle
kadın kavradı vazoyu ardından atmak için adamın eğildi ve durdu dondu kaldı öylece duvardaki çıplaklığı gerildi önüne dur gitme
atların sırtında savaşları dörtnala geçen kadın o kadar zulümlere göğüs geren kadın ve yıllara meydan okuyan kadın şimdi bir akrebin sokmasıyla yığıldı yere ne dertti artık kendine ne de çare kımıldayamadı bile baktı son kez tablodaki resme sustu dudaklarından birkaç damla söz döküldü yere
‘’ gidersen, yıkılır bu kent, kuşlar da gider ‘’
kalmaları ağır basan kadın çömeldi dizlerinin üstüne son kez baktı gökyüzüne kapandı kapkara bir perde gece çöktü sanki gerisini görmedi hiç kimse
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Dölleyen Beyaz şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Dölleyen Beyaz şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
şimdi duvardaki tablodan çıplaklığını söküyor kadın önce göğüslerini kapatıyor elerliyle uzatsa dudaklarını boyaları düşecek tuvale yığılıp kalacak bir gurbet şarkısının üstüne hani vardır ya ‘’ sen de başını alıp gitme ne olur, ne olur tut ellerimi ‘’ gitmeleri oynuyordu adam kadında kalan gözlerine aldırmadan sırtını döndü sevgiye bu nasıl günbatımı bu nasıl akşamdı böyle
kadın kavradı vazoyu ardından atmak için adamın eğildi ve durdu dondu kaldı öylece duvardaki çıplaklığı gerildi önüne dur gitme
atların sırtında savaşları dörtnala geçen kadın o kadar zulümlere göğüs geren kadın ve yıllara meydan okuyan kadın şimdi bir akrebin sokmasıyla yığıldı yere ne dertti artık kendine ne de çare kımıldayamadı bile baktı son kez tablodaki resme sustu dudaklarından birkaç damla söz döküldü yere
bu kadar güzel anlatim diyecek söz edecek kelam kalmamdi sevgili saiir uzun zamandir okudugum icinde bütün pozitif enleri barindiran siirdi cokca tebrikler yüreginize.
hayat aslinda okadar cok rengi barindiriyorki gözümüze sokulmasi gerekiyor bazen oysa yasam siyah beyazda olsa rengarenkde olsa sürecek film ve bizler yerlerimizi aliyoruz startla amac en iyi sekilde replikleri uygulamak ve zevk alabilmek her anindan en zor en kolay yani sadece pozitif yükleyebilsek yüregimizi...costum cok özür olumlu bakilan ve yasanan yarinlar diliyorum yaradandan saglicakla...
merhaba güzel insan çok teşekkürler hayat bazen en acı yüzünü gösteriyor bize sevgisiz kaldık bu yüzden karaladık hayatın beyaz sayfasını şimdi silecek beyazlar arıyoruz aşkla kalın
merhaba güzel insan çok teşekkürşer der ki şair ben kaçağım bunlarda tyollara dökülmüş gülüşlerim yağmuruna sahip çık züleyha içinden bir şarkı gibi geçerim gününüz aydınlık olsun şiirle kalın
şimdi duvardaki tablodan çıplaklığını söküyor kadın önce göğüslerini kapatıyor elerliyle uzatsa dudaklarını boyaları düşecek tuvale yığılıp kalacak bir gurbet şarkısının üstüne hani vardır ya ‘’ sen de başını alıp gitme ne olur, ne olur tut ellerimi ‘’ gitmeleri oynuyordu adam kadında kalan gözlerine aldırmadan sırtını döndü sevgiye bu nasıl günbatımı bu nasıl akşamdı böyle ............................ bu nasıl aşktı bu nasıl bilmece………….. .................................. Çok güzel dizelerdi.Kutluyorum,sevgimle...
aman aman aman nasıl bir sevgi nasıl bir aşk bu böyle ne denir ki şim di bu usta aşk şairine valla emekle yazılmış ama bir solukluk tu eser çoooookkk ta nefisti çoşkun ırmaklar gibi coşmuş şair eee bana da ellerine, yüreğine sağlık demek düşer tam puanımla da sevgiler sunar giderim...
merhaba güzel insan çok teşekkürler böyle yaparsan havalarda uçar kendimi şair sanırım o sizin yüreğinizin güzelliği neden bilmem akşamlar erken oluyor hala işteyim ehkmek parası şiir karın doyurmuyor ruhumuz bari doysun dedğil mi sebgiyle kalın bötyle akşamlarda aşkla kalın
şimdi duvardaki tablodan çıplaklığını söküyor kadın önce göğüslerini kapatıyor elerliyle uzatsa dudaklarını boyaları düşecek tuvale yığılıp kalacak bir gurbet şarkısının üstüne hani vardır ya ‘’ sen de başını alıp gitme ne olur, ne olur tut ellerimi ‘’ gitmeleri oynuyordu adam kadında kalan gözlerine aldırmadan sırtını döndü sevgiye bu nasıl günbatımı bu nasıl akşamdı böyle
Tüm dizeler mükemmelliği hissettirdi kalbilmde.Aşk öyle harike dile gelmiş ki...Ellerinize sağlık.Sevgilerimle...
kadın yasladı başını yalnızlığa bir sis doldu uzak dağ başlarından üşüdü gözlerindeki umut direnip uykusuzluğa sonra bir şarkı aktı dudaklarından eyvallah etmediği yıllara ‘’her günüm bir başka keder’’ Ayrılık tokadını çekip sineye Süzüldü damlalar yanaklarından
adam gittiği kadar gidemedi kadından çektiği kapının ardında kaldı adam soğuk bir vedayı çekip içine baktı denizin engin mavisine ‘’bu ne sevgi ah bu ne ızdırap’’ Diye bir şarkıyı katıp sesine Çığlık çığlık haykırdı kimsesizliğine
Öylesine dökülenlerden Kutlarım abim. Bu nasıl şiir, bu nasıl bir anlatım. Yine konuşturmuşsun kalemi Kutlarım.. Günün adın olsun Datça ya Selam ve sevgiler… Aşkla kal
merhaba güzel dostum güzel kardeşim çok teşekkürler işte aşk denizinde boğulmak şiire yansıyor aşk bizi isretiği kılığa sokuyor yolda araç kalmış oraya gidiyorum kendine iyi bak yüreğin bayram yeri olsun aşkla kal
bir merhabaya uzanmayacak kadar korkak mıydı dudakların bir ışık seker geceden solar pembesi beyazın daha söze başlamadan ıslanır güneş yanığı yanakların
üstünden uçarak geçen bir martı yavrusunun soluğunu çek içine yanaklarından damlayan terler öpüşsün göğüslerinle bir uğultu halkası bıraksın kendini bir başka sevgiye
çiçekte döllerken kendini beyaz denize bir taş düştü ses vurdu kendini kıyıya sen ıssızlığını boğ bir ölüm yanılgısında doluya tutulan bir umut çiçeği ol ya da bağrımda yanan ateş
yakamozlar alabora olsun gözlerinde teknelerin kırık kürekleri olsun ellerin sürgün sürsün kavgamın avuçlarındaki gül dilimin değdiği yere döllesin kendini kırmızı sen ışığın hasret sancısı
bir kurşun hangi dilde anlatır kendini hasretin yorgun düşer kollarıma ay öksüz çocuk gibi ağlıyor orada sen köprüden geçiyorsun uzak bir şehir akşamında
dudaklarındaki sigaranın külüydüm dumanında savrulup gittim yine böyle bir deniz telaşı sıcaklığında ben gözlerinde eriyip bittim
sustum karanlığın en izbe yerinde sensiz bir zaman dilimi araladı kapıyı bir çocuk saflığı peşine düştü hecelerin yağmurun ritmine büründü gece
ölüm başucunda ninniler okumakla meşgul şimdi ben gözlerinde kaybolup gitmelere gebe içimde bir aşkın soluklarını duyumsuyorum günledir çoktandır yaralı yerlerim onarıyor kendini sanki hiç ayrılmamış sanki hiç acı çekmemiş gibi içimde anlatılmaz bir orkestra sana eşlik ediyor şimdi
sen şiirin bestelenmiş hali
şimdi duvardaki tablodan çıplaklığını söküyor kadın önce göğüslerini kapatıyor elerliyle uzatsa dudaklarını boyaları düşecek tuvale yığılıp kalacak bir gurbet şarkısının üstüne hani vardır ya ‘’ sen de başını alıp gitme ne olur, ne olur tut ellerimi ‘’ gitmeleri oynuyordu adam kadında kalan gözlerine aldırmadan sırtını döndü sevgiye bu nasıl günbatımı bu nasıl akşamdı böyle
kadın kavradı vazoyu ardından atmak için adamın eğildi ve durdu dondu kaldı öylece duvardaki çıplaklığı gerildi önüne dur gitme
atların sırtında savaşları dörtnala geçen kadın o kadar zulümlere göğüs geren kadın ve yıllara meydan okuyan kadın şimdi bir akrebin sokmasıyla yığıldı yere ne dertti artık kendine ne de çare kımıldayamadı bile baktı son kez tablodaki resme sustu dudaklarından birkaç damla söz döküldü yere
‘’ gidersen, yıkılır bu kent, kuşlar da gider ‘’
kalmaları ağır basan kadın çömeldi dizlerinin üstüne son kez baktı gökyüzüne kapandı kapkara bir perde gece çöktü sanki gerisini görmedi hiç kimse
bu nasıl aşktı bu nasıl bilmece…………..
benim diyeceğim dizelerdi.. yine duygular ön saflarda yerini almıştı.. harikaydı üstat.. saygılarımla..
dudaklarındaki sigaranın külüydüm dumanında savrulup gittim yine böyle bir deniz telaşı sıcaklığında ben gözlerinde eriyip bittim
sustum karanlığın en izbe yerinde sensiz bir zaman dilimi araladı kapıyı bir çocuk saflığı peşine düştü hecelerin yağmurun ritmine büründü gece
ölüm başucunda ninniler okumakla meşgul şimdi ben gözlerinde kaybolup gitmelere gebe içimde bir aşkın soluklarını duyumsuyorum günledir çoktandır yaralı yerlerim onarıyor kendini sanki hiç ayrılmamış sanki hiç acı çekmemiş gibi içimde anlatılmaz bir orkestra sana eşlik ediyor şimdi
sen şiirin bestelenmiş hali
şimdi duvardaki tablodan çıplaklığını söküyor kadın önce göğüslerini kapatıyor elerliyle uzatsa dudaklarını boyaları düşecek tuvale yığılıp kalacak bir gurbet şarkısının üstüne hani vardır ya ‘’ sen de başını alıp gitme ne olur, ne olur tut ellerimi ‘’ gitmeleri oynuyordu adam kadında kalan gözlerine aldırmadan sırtını döndü sevgiye bu nasıl günbatımı bu nasıl akşamdı böyle
kadın kavradı vazoyu ardından atmak için adamın eğildi ve durdu dondu kaldı öylece duvardaki çıplaklığı gerildi önüne dur gitme
atların sırtında savaşları dörtnala geçen kadın o kadar zulümlere göğüs geren kadın ve yıllara meydan okuyan kadın şimdi bir akrebin sokmasıyla yığıldı yere ne dertti artık kendine ne de çare kımıldayamadı bile baktı son kez tablodaki resme sustu dudaklarından birkaç damla söz döküldü yere
‘’ gidersen, yıkılır bu kent, kuşlar da gider ‘’
kalmaları ağır basan kadın çömeldi dizlerinin üstüne son kez baktı gökyüzüne kapandı kapkara bir perde gece çöktü sanki gerisini görmedi hiç kimse
bu nasıl aşktı bu nasıl bilmece………….. BU NASIL ŞİİRDİR NASIL BİR AŞKTIR .SİZİN ŞİİRLERİNİZİ OKURKEN KAYBOLUYORUM TEK KELİMEYLE MÜKEMMEL DİZELER TEBRİKLER SELAMLAR.
Bir fısıltı kuşu Bir yıldız şarkısı Baktım ki bir aşk aglıyor. Rüya bir gülüşün ardında Gözlerde doğup yüreğe süzülendir aşk.
Çığlık çığlığa deli mısralardır aşk. Rengarenk kelebekleri gönlüme musallat eden Kimi zaman kara yelde, kimi an karlar altında uyanmaktır aşk. Bir vurgundur sol yanına inen Ve soluksuz nefessiz kalmaktır aşk... YASEMİN....
Kutlarım güzel dizelerini delisi yine şiirdi en cicisinden Aktı gitti kirpiklerimden yüreğime sardım sarmaladım yüreğime sevgimdesin.......
bir merhabaya uzanmayacak kadar korkak mıydı dudakların bir ışık seker geceden solar pembesi beyazın daha söze başlamadan ıslanır güneş yanığı yanakların
yakamozlar alabora olsun gözlerinde teknelerin kırık kürekleri olsun ellerin sürgün sürsün kavgamın avuçlarındaki gül dilimin değdiği yere döllesin kendini kırmızı sen ışığın hasret sancısı
İsa İnan
Sevgili İsa Kardeşim ,
Muhteşem ki muhteşem . Uzunca yazılmış ama daha da yazmadıkların var içinde dolu dolu , ben bunu hissediyorum. Hele de şiirin adına bak . DÖLLEYEN BEYAZ ! Hem bu ziyadesiyle emek vererek ve yüreğindeki cevher duygularını dile getirerek yazdığın şiirine tam yakışmış ve hem de şimdi burda açıklayamıyacağım başka bir dölleyen beyaz imalı da olsa vurgulanıyor. İşin gerçeğide o dur , eğer yanılmıyorsam tabii. Hiç merak etmeyin , geride daha birçoook güllerimiz var ve onlar yeni yeni filizlenecek ve zamanı geldiğinde vazosuna kavuşacaktır. Yani bir ölündüğü zaman binlerce doğulduğu gibi . Sevgili İsa'cığım seni ne kadar kutlasam ve gönlümdeki en hassas duygularımla tebrik etsem azdır. Yüreğine , gönlüne , beynine ve düşüncene sonsuz sağlıklar.
Dostça sevgiler,saygılar ve selamlarımla HALİFE TATAR
Sizin adınız boşuna İSA konmamış . Ancak sizin gibi yüreği de , gönlü de , saygısıyla birlikte insanlığı da , alınan terbiye , karakter ve eğitimiyle tam yerinde olan ve bütün bunları icra etmesini bilen dostlar tarafından vuku bulur. Selamın , temiz Datça havan ve masmavi denizin hepsi de başımın üstünde yeri vardır. Çok sağ olasın,var olasın . Bütün bunlar ve nazik davetin için ne kadar teşekkür etsem azdır. Dedim ya kısmet olursa , inşallah olur diyelim .
Bütün kalbi derunumla benden de Datça'ya ve ANAVATANA hasretlik dolusu selamlar ve merhaba ...
merhaba ustam buyurun gelin datça kollarını açmış sizi bekliyor şimdilik bir selam gönderyim içinde tertemiz bir datça havası da ve masmavi bir deniz akşamından gurbet ellere merhaba aşkla kalın ustam aşkla.....
Sizin de cevabınız beni meftun eyledi . Ben de size diyorum yazılan bir yoruma verilen cevap da ancak bu kadar taktireşayan olur . Evet , yazmakla bitmiyor ama hep yazmak ve konuşmakla da olmuyor , mutlaka bu kadar emek verilen ve <<bilmiyenler bilsin beni , ben Ali'yim Ali benim>> diyor ya ozan yani fiiliyata daha doğrusu icraata geçirmek lazım bu yapılanları . Yoksa burada yazar , söyleriz ve öylecede kalır.
Haa bakın bir de Siz Datçadan yazıyorsunuz . Sanarım 2001 idi ve iki hafta Tatil Köyü denilen yerde kaldık . Öğretmen evlerine yakın bir yerdi . Datça çok güzel bir yer , mümkün olursa bir iznimizde yine gelmek istiyoruz kısmet olursa.
Berlinden dostça sevgiler,saygılar ve selamlarımla HALİFE TATAR
merhaba ustaların ustası çok teşekkürler o kadar güzel bir yorum yazmışsınız ki içim sızladı bu kadar mı güzel anlatılır herşey ustanın kaleminden bal damlamış hayat be ustam bizi ne hale koydu yaz yaz bitmiyor bitmiyor acılar bitmiyor hasret bitmiyor gurbet böyle olunca da tepeden tırnağa yazmak gerek hep beraber çıkacağız aydınllıklara aşkla kalın ustam sevgiyle kalın herşey gönlünüzce olsun datçadan selamlar saygılar
kalmaları ağır basan kadın çömeldi dizlerinin üstüne son kez baktı gökyüzüne kapandı kapkara bir perde gece çöktü sanki gerisini görmedi hiç kimse
bu nasıl aşktı bu nasıl bilmece…………..
o şiirde söz etiğiniz kuşlar sanki şiir kuşlarıydı ki her birinin gagasında sizin bu şiirinizi alıp götürüyorlardı engin ufuklara, güzel bir şiir okudum, haz aldım efendim, teşekkürler, tebrikler, saygımla, selamlar...
merhaba ustam çok teşekkürler o kadar incesiniz ki o kadar da duyarlı yüreğinizdeki aşk adına büyüttüğünüz güller hiç solmasın hep kurduğunuz düşte bıraktığınız gülüşte kalın
bir kurşun hangi dilde anlatır kendini hasretin yorgun düşer kollarıma ay öksüz çocuk gibi ağlıyor orada sen köprüden geçiyorsun uzak bir şehir akşamında
ÖYLE DALMIŞIMKİ OKUMAYA NEFESİMİ TUMUŞUM ÇOK GÜZELDİ
AŞK BİR BİLMECE YAKAR HEM GÜNDÜZ HEM GECE YAZSANDA ŞAİR HECE HECE ZALIMSA GELİP SORMAZ HALİN NİCE ALDIĞIN NEFES OLUR İŞKENCE SÖYLE VUSLAT OLMADAN BİTERMİ BU İŞKENCE AŞKI KİM ÇÖZER DELİ YÜREKLİ ŞAİR SENCE AŞKI AŞIK ÇÖZER HER NEFES SESSİZCE GÖZYAŞI GÖNLÜNE DÜŞÜNCE DEL OLUR KALIR ÖYLECE BİTER CÜMLE ACILAR ECEL GELİNCE TOPRAK SARAR O YARİ NARİNCE YAĞAR ÖZGECE YAĞMUR TOPRAĞA SIZAR İNCEDEN İNCE.. ÇOK YAZDIM GİDEYİM SESSİZCE... SAGILAR SELAMLAR DELİ YÜREKLİ ABİM SAYFANA GÖNLÜMÜM KIRÇİÇEKLERİNİ BIRAKTIM VE YİNE YILDIZLARI....
merhaba güzel arkadaşım çok teşekkürler bazen şiire ara vermek gerek diyorum içimden sanki hep aynı şeyleri yazıyormuşum bibi geliyor yeni kelimeler bulmam gerek aşkla kalın
Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider Bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında Yanlış adresteydik, kimsesizdik belki Sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar Biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı Üşür müydük nar çiçekleri ürpeririken
Gidersen kim sular fesleğenleri Kuşlar nereye sığınır akşam olunca
Sessizliği dinliyorum şimdi ve soluğunu Sustuğun yerde birşeyler kırılıyor Bekleyiş diyorum caddelere, dalıp gidiyorsun Adını yazıyorum bütün otobüs duraklarına Öpüştüğümüz her yer adınla anılıyor Bir de seni ekliyorum susuşlarıma
Selamsız saygısız yürüyelim sokakları Belki bizimle ışıklanır bütün varoşlar Geriye mapushaneler kalır, paslı soğuklar Adını bilmediğimiz doslar kalır yalnız Yüreğimize alırız onları, ısıtırız Gardiyan olamayız kendi ömrümüze her akşam
Gidersen kar yağar avuçlarıma Bir ceylan sessizliği olur burada aşklar
Fiyakalı ışıklar yanıyor reklam panolarında Durmadan çoğalıyor faili meçhul cinayetler Ve ölü kuşlar satılıyor bütün çiçekçilerde Menekşeler nergisler yerine kuş ölüleri Bir su sesi bir fesleğen kokusu şimdi uzak Yangınları anımsatıyor genç ölülere artık
Bulvar kahvelerinde arabesk bir duman Sis ve intihar çöküyor bütün birahanelere Bu kentin künyesi bellidir artık ve susuşun İsyan olur milyon kere, hiç bilmez miyim Sokul yanıma sen, ellerin sımsıcak kalsın Devriyeler basıyor karartılmış evleri yine
Gidersen yıkılır bu kent kuşlar da ölür Bir tufan olurum sustuğun her yerde
Ahmet Telli
...
sanırım bununla gelmek lazımdı şiire...anarak o güzel şiiri ve ustayı..
aşkın doğurganlığında gitme mahcubiyetleri....belkide aklın en telidiği zaman dilimleri...kırılgan bir yürek....kırılgan bir şiir..daha fazka bilmem ne denir...
teşekkürler hasre-i isa......sevgiler kocaman...selamlar Datça'nın mavi sularına...benim için de soluklan kıyılarında..
merhaba güzel dostum çok teşekkürler evet güzel bir karşılamaydı sağol üsteki şarkıyı tekrarlamamak ve ahbet babayı anlam için o güzel dizeyi oraya koydum bize şiiri öğreten onlardır su çürüdü diyordu ya aslında insan çürümüzüştü sudan önce aşkla kal dünya tatlısı sevgi delisi umutla kal dışarıda öyle bir güzel hava var ki deniz ve ay ışığı gel de şiir yazma hep güzel kal
atların sırtında savaşları dörtnala geçen kadın o kadar zulümlere göğüs geren kadın ve yıllara meydan okuyan kadın şimdi bir akrebin sokmasıyla yığıldı yere ne dertti artık kendine ne de çare kımıldayamadı bile baktı son kez tablodaki resme sustu dudaklarından birkaç damla söz döküldü yere
‘’ gidersen, yıkılır bu kent, kuşlar da gider ‘’
Çok güzel bir şiir daha okudum sayfanızda.Tebrikler kaleminize ve yüreğinizin sesine.saygılar selamlar...
merhaba güzel insan çok teşekkürler hayat bazen yeni bir kapı açıyor bu kapı ya aşk oluyor ya ayrılık demek ki aşkı içimizde çoğaltmak gerek ayrılıklara düşmesin yolumuz aşkla kalın
merhaba gecelere savrulup duran gölün kıyısı çok teşekkürler asıl bizim sizlerden öğreneceğimiz çok şey var öğretmenim biz neyiz ki öğrenci ya da çırak hayatın her türlü daleverelerine acemi her türlü rüzgarlara alışık olmayan bir tayfa bizim de elimizden tutup öğretirseniz çok seviniriz hocam hatta şkı bile özğerin biz yaramaz çocuklara sevgiyle kalın gözlerinizdeki gülüşler hiç kalmasın ayazlarda umutla kalın ustam aşkla kalın
merhaba canım kardeşim sevginin güzel yüzü çok teşekkürler bazen abin derin denizlere dalıp gidiyor bazen şiir oluyor bazan mektup bazen aşk oluyor bazen ayrılık bazen de deli damarımız tutuyor devrimcilik oynuyoruz hayat bize ne replikler verdiyse onları oynuyoruz alimizden geldiğince aşkla kal sende aşkla kalın Hasanımla birlikte sevginiz hiç bitmesin umutla kalın
merhaba şiirlere yürek açan güzel insan çok teşekkürler gerçekten aşkın güzel bir karşılamasıydı yazdığınız sağolun sanki şiiri çok sevmiş benimsemiş birhaliniz var yoksa insan böylesi güzel yorum yapamaz yüreğinizdeki sevgi hiç bitmesin her kimi özlediyseniz onunla kalın herşey gönlünüzce olsun aşk olsun
Helal OLsun.......