Seni Kırdığım Yerde
Seni Kırdığım Yerde
üzülmeme göğünde kal uçurtma boylum kuyruğunda mektubum gönül çıkrığım... ağlama... yaşadıkça şiirler yazacağım çıkmaz sokaklarım oluşuna serinletirsin her yaz yanaklarımı hiçbir yaz geçmek bilmez bu yüzden kulağım herşeye sağır... sadece temmuz ve ağustos sıkıcılığındaki ağaçların beni eğleyen hışırtısı... yüzüm düşlerimden söküp çıkardığın anılarla dupduru...güneşle oynamış bir sokak çocuğunun erken hüznü gibi... kahırlanma güneş seninle fark eder güneşliğini güneş bizimle ve böyle mutlu ağlama seninleymiş gibi yürüdükçe sözcükler uğurlayacağım yalnızlık burgaçlarında genzimi boğuşuna sesini her sabah pencerelerde gördüğümde ilkbahar kadar şanslılaşır yapraksızlığım üşüdüğümü utanç verici bir sır gibi sakladığım nedensiz yaşanan günlerdeki kirlenmişliğimce sesin cennet yankısı olup açar ya her sabah çiçek çiçek çığ gibi...pencerelerde ’ve yaprakların dökülmesi vakurca sensizlik mağduru’ ağlama paramparçalaşırım seni kırdığım yerde bilerek kaybetmek gibi ömrü bulutlu bir ekim akşamı intiharınca gönül çıkrığım hangi suya sarılsam avuçlarımda gözlerin gözlerinde acımış bir geçmiş... ben herşeye geç kalmanın adıyım sarsılmazca uykulu ölüm hariç bir... asildin olgunluğunda bir palamut ağacı kestiğim dalında kendi kötülüğüm asildin susarak çoğalttığını öğreterek yarattığın bir gizli hazineydim belki belki tür tür intiharı yenerek ve şimdilik... ve daha çok severek çipillenişini sararma sarısıyım uzak bir gemi sisli ışıklı sevdana bir limanla sevişmeyi ister gibi bakardım bakıyorum daha... ağlama... Kağan İşçen (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir |
yüzüm düşlerimden söküp çıkardığın anılarla
dupduru...güneşle oynamış bir sokak çocuğunun
erken hüznü gibi...
kahırlanma
güneş seninle fark eder güneşliğini
güneş bizimle ve böyle mutlu
ağlama
seninleymiş gibi yürüdükçe
sözcükler uğurlayacağım
yalnızlık burgaçlarında genzimi boğuşuna
gönülden kutluyorum...sevgiyle kalın..