Yürek Sayıklamasızorla kökünden koparılmış fidanlardı her doğum sonrası öksüz yurdun öksüz kalan çocukları çocuklar çoktular sokaklara sığmayacak kadar özlem tüterdi bacalardan ter karışır düşlerine mendilleri yenlerine yamalı yarin saçlarını okşadığım gibi okşardım saçlarını bir tutam sevinç verirdim gülerek giderlerdi evlerine evleri yeni kavgadan çıkmış küfürlere benzerlerdi evleri biraz da benimdi girer çıkardım çıkar girerdim de kimseler görmezdi aslında bu yurt hepimizin öksüz yurdu karda kızak yağmurda çamur yere düşer toz olurduk büyüdük ne olduk büyüdük ne olduk toz duman yollara düşer ömrümüz ömrümüz bir komşu kıza ömrümüz bir komşu kente ömrümüz bir komşu ülkeye aşık olurdu biz ne çok aşık olurduk erken biten aşk sonrası birikmiş anılarımıza jilet atardık akan kana aldırmaz burnumuzdan kıl kopartmazdık boş yere ne kanlar akıttık işte burada akıttığımız kan kadardık gün oldu kanlarımızı içtik kan kardeş olduk dün oldu kan kardeşlerimizi arkadan vurduk nedense hep arkalarından vururduk dün oldu zemheride açan çiçekler gibi asiydik damarlarımızda baharın en genç yüzü yüzümüz yüzümüze benzer yüreklerimiz bir başkaydı yüklerimiz başka yüklerimiz sırtımızda dün oldu evcileştirdiler bizi onun bunun kölesi olduk sahi biz ne çok köle oluyorduk sen uçurumlarını özlediğim sevdiğim nasılsın? işte bu şiirde ancak bu kadarsın temmuz 1999 İsa İnan |
evcileştirdiler bizi
onun bunun kölesi olduk
sahi biz
ne çok köle oluyorduk
Çağlamış kalemin yine,
şiir okumanın tadında ayrılıyorum sayfandan.
Kutlarım.
Sevgiyle/