16
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1714
Okunma

sen benim aynam
gidişatıma esaslı bir nokta
ben bile bile tapınağındayım
ne vakit aşık olsam
beyaz giyinir harflerim
nabzı yüreğinden fırlayan her satırı
gözlerinden tanırım
ondandır kalemle kardeşliğim
ne vakit bir özlemle buluşsa içim
ukala kesilir dudaklarım
şair olduğumu sanırım
sabah saatin sen vakti
umursamaz bir uykusuzluktan kalkıyor çocuk telaşım
rüyasına pusu kurduğum saatlerim yine seni çalıyor
al yanaklı bir gelindir zaman dudağına benzeyen
uzanıp öpsem turuncuda boğulacak bir şafağa boyanıyor
vakitsiz bir iklimdir her takvim yaprağım
avuç için gibi aşina düşlerimi besleyen
kabuğunu attım kalbimin yılan yanını
karanlığımı yırtarak ışığına boya yeniden
baygın bir uğultuyla sağırları oynasın aşk katilleri
ellerimde cam umutlar
can bulmaya geldim gözlerinden
aklımla kalbimin can pazarıdır
bütün ayrılık saatleri
senden olmayan hiçbir şeyim
parmaklarım ayaklarıma düşman olduysa
bil ki ‘’seni seviyorum’’un işaretidir
yollarda kimliğini kaybetmiş biletsiz bir yolcu kadar ıssızlığım
kalbimin pasını mavi sularına bırakarak gözlerine yüzüyorum
rengi atıyor batmaya iç çeken akşam güneşi
kırmızı rujlu dudaklarıyla el ele tutuşuyor siluetlerimizden bulutlar
çatlayan dudaklarımızda güneşi söndürüyoruz maviden
sevdaya demleniyor kıyı özleminde can çekişen sahil kızılı çaylar
çingeneler pembe dilekleri kırmızı güllerle doldurduğunda
us’lanıyor yeniden
kendi heyecanının anaforunda boğulan yüreklerin dikenleri
sevdanın coşkusunu bastırma acizliğine yatıyor serin dalgalar
ayak bileklerinde gülümsemelere çiziliyor yüzümüzün haritası
ve bütün coğrafyalarda ’mavi’ sadece ’umut’ kokuyor
senden aldığım nefesleri çekiyor tren odaları
ve adını yazıyor bütün istasyonlar
neydi seni raylara zincirleyen
beni çocukluğuma döndüren şey
aceleci bir kavuşmanın orta yerine atarken kendini adımlar
ellerinde keman
Aşk’a nakaratı deli bir şarkı hazırlıyordu kaldırımlar
şimdi avuçlarında kumlarını düşüren ağır bir zaman
söyle sevdiğim!
kaç ömür daha esecek
sokaklara saçının telinden beste çıkaran bu rüzgâr
şimdi ıssız bir otogar vedası içimde ağlayan çocuk
beni senden götüren her noktaya hüzün ekiyor adımlarım
gözyaşı kendi senaryosunu yazıyor nereye düşeceğini bilmeden
yürek efsunu sözlerinin ezberinde can çekişiyor aklım
garip bir tesellide sönüyor kalbimin yangınları
artık biliyorum;
‘’bu bir ayrılık değil bir kavuşmadır’’
Faik Danışman