MEÇHULDEKİ HAYÂLyine buradayım işte ! seni bulmak umuduyla sürüklenirim bu füsunkâr yere bir ölü toprağından medet ummada ellerim, her seferinde… köpükten kanatlarını çarptıkça deniz canlanır anılar cehennem gözlerini batırır yüreğime salıp içime ateşlerini hiç dinmeyecek huzursuzluğuma bırakıp bereketini, çekip gider öyle… gördüğün, en güzel rüya iken ve eskiyi öldü bilirken bulduğunda / aradığın olmadığını bilmek! hayat gibi, şaşırtıyor insanı her dem bir deli dalga misâli ne yapsam vuramam kendimi sâkin bir koya her ayak sesinin, sen olma ihtimâli içi puslu sözlerinden bildiğim iğreti bir yerleşmede gidip gelir adımlarım durmadan içimde… hem varım / hem yokum dirlik tanımayan zıt gölgeleri kovalamaktan yorgun / yoksun içim düşer uçurumlara ısınmayan hâtıralarla içerim aşkın zehirli ağusunu yeniden… bıkkın bekleyişlerde başlayan suskunluğum patlar taşar acının hüznü, boşalır zembereğinden... gidip de dönülemeyen, yol gibi her cephe onarılmaz korkular düşer yüreğime ışıklı bir soluk ararken ben işte hep böyle yeniden düşüp soluksuzluğa kalkar, giderim gözlerinin arkasından... hayâl ile bu hasbihâl nereye kadar! nerdesin ey sevgili ? söyle Hâdiye Kaptan (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |
her dem ağrıyan bir yanımız
acıyan bir yerimiz kalıyor yine...
düşsel bir özlem sanılsada aslında yürek seslerimizin duyulmamasından kaynaklı bir
derin bir yalnızlı vardır insanın
kimbilir
huzur belkide ordadır...
sevgili varsın kendini kurmuş
zafer kazanmış mağrur bir komatan gibi terketsin gitsin
iş insanın kendi yüreğindeki o dingin sessizlikte...
çok güzeldi dost...