ZAMANA ARZUHÂLAnnemin gözleri gibi bakardınız / hep öyle yeşil / bahçeler gibiydiniz siz... sararmış, solmuş şimdi benziniz, umudun, dökülen saçlarında elleriniz ! mevsimler, tebessümdü hep dudağınızda: gün ışığı sürerdi akşamlarınızda karanfil kokulu sabahlarınızla uzak iklimlerden, çıkıp geldiniz/ ne ara ? ey zaman, ey düş ! siz ki artık, gözleri gümüş sinemde /geçmiş tutuşmuş / yanmış bu susuzluğu dudağıma siz mi koydunuz ? meçhul istikamete mi artık yolumuz ? yağmur kaçağı saçlarım / eylül ıslakmış ne beklerdim / elimde ne kalmış ? soluğunu, içre deviren şehvetli bir ayyaşmış ! beyazın yansısı, neden sizde böyle siyahlaşmış ? gamlı âhenginizde, sesler tekdüze toplayın / alın, bütün kırık sözlerimi içinize aşımından, hükmü kalmadıysa bile bilin / görün nelerim kaldı sizde…! gün ışığı, akşamlarda kilitli silinmiş, kumdan kalelerimin izleri çekin üzerimden, sarı yapraklarınızın acı çiyini büyüyor yıkıntılarım git gide… devrilip duruyorlar üstüme üstüme ! nasıl aldandım / kandım, ben böyle size ? yıktınız, vîrân eylediniz gönlümü siz anladım içimdeki ıssızlığa değen soluk kandilinizdeki isiniz son sedânız/son hayalâtınız imiş ! Hâdiye Kaptan (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |
silinmiş, kumdan kalelerimin izleri
çek üzerimden, sarı yapraklarının acı çiyini
büyüyor yıkıntılarım git gide…
devrilip duruyorlar üstüme üstüme !
*******************
bir devirdi
yaşandı gitti
yasaklar şehrinde yüreği on sekizinde oturan o yabancı
içimizin uslanmaz çocuğu
ve hala bir umudu var
belki yaaşamanın enerjisi burda yatıyor....
bu çağda güzl
bu yaşlar daha bir anlamlı...
sevgiyle...