MIZRAP VE TELŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Yokluğunun yarası asla kapanmayacak ABLAMA
MIZRAP VE TEL …..ablama… sarılıp bedenine hoyratça gitmeliyiz diyordu durmadan... /sormaz mı sevdiklerim nereye böyle, biz olmadan/ bir gün onlar da, gelecekler yanına dedi ses , güven bana yürüdün kan kızıllığınla O’nun peşi sıra… oysa, her şey, ne kadar güzeldi geçen zamanda… sen ki , hem mızrap hem teldin hayatı, çalar çalar söylerdin gündü, güneşliydi sende vakit her zaman tenine yakışmayan sevmediğin, o sarı rengi, nasıl giydin ? beyazlar içinde, salınamayan bir beyaz güldün yolcularken seni hasrete gözlerin söyledi her şeyi bundan gayri, ne söyleyebilirdi havada asılı kalan sözler sustu duvarlar, sen gibi dayanak omuzundan yoksun soluksuz / çöküverdi evin birden merdivenlerdeki, ayak seslerinin neşeli yankısı duyulmuyor artık evler de ölürmüş ahh...bilmezmişiz ! çöl kuytularında şimdi bahçen... vâhan yitik fesleğenlerin kokmuyor artık boynunu bükmüş menekşeler zenginliğin, devâsa gölgesinde değil leylaklar kurudu, zeytin ağacın senden sonra şimdinin içinde, yalnız dolaşıyor dünden hâtıralar ölü çiçekler deriyorlar bizlere gürül gürül suda, nasıl yandı ateş ? hâlâ aklım almıyor… söz kilitlendi ıssızlığın içinde talihsiz alınlardan biriymişsin kaderde içimizde kanat vuramıyor kuşlar senden kalan dağınıklıktan yarım artık gece uykularımız hayat kör, sağır, duyulmaz sende artık sesimiz ateşin düştüğü yer bizdeyken nasıl paylaşılır ki acılar ? siyah beyaz dünyamız /da maviyle yeşil, kucaklamıyor birbirini dayanılmaz sızıyla uyuşmuş kollarımız korkulu bir rüyâ olsa bu, uyansak etrâfımızı saran, kara bulutlardan sıyrılsak akıyor gibi görüp, umular ırmağını bizimkisi / aynada kendini kandırmak… Hâdiye Kaptan (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |
kuruyan aağaç,solan çiçek
ölen kuş
her canlıya yazılmış ölüm
biz maçı daha doğarken kaybetmişiz...
hüzünlüydü ama vefa dolu bir şiirdi...
içimizde yanan yangınların ilk alevi gibi
acılar bizi böyle büyütür dost...
sevgimle hep