GÜZ ÇİÇEĞİM
"Şemsi Belli Anısına"
sizdiniz o sizdiniz hani, çokça beklediğim bunca zaman gelmediniz ! ahh! neredeydiniz daha önceleri neredeydiniz ? *************** bu mevsim / benim için geç biraz / bahar güneşim /dedi mahçup edâyla, aşka âşık kadın mevsimler arasında fark kapanır mı ? ateş olup yakma sonra ruhumun durgun denizinde fırtınaya atma ! ****************** sen / dünyâma altın ışıklar saçan müstesnâ kadın güz çiçeği olsun senin adın / dedi genç âşık... ********************* VE AŞK sen adınla tezat bahar goncası renklerin ile kokun tutuşur teninde saçlarında her mevsim, taze leylak kokusu destansı güzelliğini yazamaz hiçbir kalem sihirli olsa bile ucu aşkına pervâne sana dönerim mâbedimde bir tek, senin aşkına olacak ibâdetim güz çiçeğim, son sığınağım sen / poyrazlara dalga kıran oldun içimdeki denizde... gözlerinde, mevsimlerin ışıkları tutuştu aşkın şarâbı bana gözlerinden sunuldu yazdım seni,satır satır içime… VE ÖLÜM gittin güz çiçeğim / yittin hayat, ne kadar acımasızmış meğer ! sonsuz mutluluğumun bedeli ağır mı olmalıydı bu kadar ? bıraktığın ölüm sarhoşluğunda kalsam / uyanmasam büyüyen yalnızlıklar içinde kalmaya gücüm yok yaşam, kanıyor ellerimde durmadan bir çıkmaz sokak geliyor önüme hep kader çizgimdeki cümbüşlü yolda şimdi ne bir ışık / ne renk / ne de âhenk var ! ay’ın şavkıması kadar güzel gözlerinde renklerin hepsini sende gördüğüm hepsi soldular senle, gözlerimin önünde yaşamak ve sevmek senle güzeldi güzçiçeğim artık çok zor her ikisi de ! biz, deli divâne âşık iken yıldızlardan uzak bildiğimiz ayrılık geldi boylu boyunca susmuşluğa ak yataklara uzattılar seni anne gibi /saçlarımı okşayan elinin kımıldamayan şefkati ! ahh ! güzçiçeğim acı bir masal oldun ömrüme kan damladı beyaz mermere açılmayacak bir daha dudakların çocuğum / bahar güneşim diyemeyecek dilin ! kemanın öksüz kaldı arkanda /kitapların tozlu raflarda korkular nöbet nöbet geliyor durmadan ilk defa /dönüşsüz gidişler içinde kaldın öyle sessiz ki gidişin ; bir el sallayamadan ! gelin telleriyle süslemişler seni her soluk alışta duyuyorum nefesini ruh gölgelerimizde kucaklaşıyoruz seninle güz çiçeğim benim ömrümün vârı, can damarım idin her yarayı gördüm, her yarayı sardım bir tek / bir tek gidişinle açtığın o korkunç, derin yara, hâlâ açık… sustu sabahın gülüşleri penceremde öğlen, akşamdan renkler silindi ! kan damladı ellerime, bütün zamanlardan yollar kapandı, sana gelen yollar ! sarı bir gül goncası, usumda kalan… ben yitik, kadehlerde mey yitik her gölge sen / her gölgede sesin şarkılar hep hicran / kara bulutlar kördüğüm ! güzçiçeğim güneşim benim, diyen sesin bir tek sendin O / bana mutluluğu veren kara topraklara gelin gittin ! hiçbir varlık mutlandırmıyor beni yalan avunmalarım resimlerinle ahh ! duygularımı uyuşturabilsem şimdi gitme kal demem faydasızdı kim, nasıl hükmedebilmiş ki ecele ? dünyâ dönüyor yine tüm küskünlüğüme rağmen durmuyor hayat/ geçiyor tek düze günler yerini dolduramıyor hiç bir şey mektupların, bana senden kalan en değerli şey güzçiçeğim ne yapsam teselli değil bana ! son tesellim / sana gelecek oluşum benim... Hâdiye Kaptan (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. esinleme:kaynak kitaplar güz çiçeği /bahar güneşi/can kuşum/Şemsi Belli |
büyük şaire büyük şiire...
sevgiler yolluyorum...şiirle...