Günâhşerefine yalnızlıkları yudumladığım bilmem kaçıncı gece sararmış fotoğraflar ve mektuplar elimde suspus olmuş koca bir ömrün eşiğinde tenimde uyutamadığım arzularımı demlerim ay’ın gölgesinde sonra; okşarım sefilliğimi rüzgârın elleriyle… yalnızsan; yanık olur gecelerin dibi yıldızlara takılıverir acı tebessümler kadehlere doldurup gözyaşlarını dalgalar öpüşürken yosun tutmuş kayalarla, yine de şerefine dersin şerefine!.. dersini vermiştir oysa hain gece ne bir adım ileri, ne de geri kalırsın bir başına yalnızlığın derin koylarında... hâlbuki; kal vakti olmalıydı yolun sonunda akreple yelkovan usulca sevişirken gün/âhını yüklerken yarınlara uyandırmamalıydın giderken düşlerimden varsıl cümlelerin süzülmeliydi arsızca yüreğimin dehlizlerinden… Özlem |
öbürü diğeri ile temaz halindeyken bile
gider gelir
birinin beş dakilalık mesafesinde diğei 1 saattir
oysa cep tlf da saat var
akrep ve yelkovana onların usulcacık sevişmelerine hasretiz şimdilerde
kutlarım