SUSKU KESİĞİ
ağır gövdesiyle, yara yara boşluğu
gelip ortaya yerleşti susku ölümün kıblesinde bir yarda kapatırken adımlarını yaşamaya dirlik tanımayan anıların gölgesinde gitmekle kalmak arası yalpaladı biran ürkek kuş yüreği ! konuşup anlatacak kim vardı ki bunları ? takılı kaldı bir an aklı ; yok saymakla yaşanılanı yaşananlar, yaşanmamış mı oluyordu ! içerden kanayan acı dıştan kabuk bağlayan yarayı zorlarken zaptedilemeyen son kurşunla geldi ölüm ! varla yok arası sanıp aldanılan, göze düşen gölge gibi anlık oldu başlayıp bitişi ! son sararan yaprak da düştü dalından aklındaki ölümü vurdu saat susku kesiği zorladı ipi koptu ip / devrildi sandalyeden yaşam ! sevmişti, hem de çok sevmişti... üç günlük ömürde parayı ne etsindi ! derme çatma evdi Osman’ın evi Saray olsun Ağanınkisi İçine sevgi koyamadıktan sonra neye yarar dı ki ! basmadan, çiçekli bahar perdeler asacaktı tenekede güller dikip dizecekti pencereye kapı eşiğinde örgü örecekti bebesine elinde beklerken Osman’ın tarla dönüşünü bir sıcak çorbanın buğusunda tütecekti sevgi... diyemedi / duramadı , güçlünün önünde cılız nefesi hiç bir işe yaramadı madem ömründe bir kez / yalnızca bir kez kendi karar verecekti vururken suskuya bıçağı gülümsedi gözleri işte İnsan olmuştu bir kez âhir ömründe Ayşe ! (.....adı olmayan kadınlara...) Hâdiye Kaptan (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |
ana kutsaldır derler,evladına kıydırırlar anayı
adı yoktur asla
var olduğunu sanar en yüreklisi ,en görmüşü geçirmişi,en yetişkini
işine gelmeyince erkeğin hemen bulur bir yolunu kadını yok etmenin yok ettirmenin
ama bebesine ama ağasına ama atasına
kendi yok edemediğini ,gücüyetemediğinde bile
illa ki illa bu ölümle olmaz
olur zulümle
olur baskıyla
olur sorumlulukla
of hadiye hanım öyle bir yara ki bu
deştikçe kanayan,üsteki kabuğu yırtarcasına içten kanayan
sevgimle, harika