Sensizliğimi Eve Sakladım
Sensizliğimi Eve Sakladım
gidişin varsa anlamı var kalmaların esirinim huzura varan ağlayışıyla Haziranımın dingin bir Akdeniz hava kararmaya yakın bulutlar lacivert pencereme yaklaşamıyorum dışarıda sen yoksun ki... odam benden yalnız kapısına dokunsan en güzel günü alır içeriye perdelerim beyaz kumaştan ama dışarıda sen yoksun ki... balkonlar geceyi ağırlamaya hazırlanıyor dışarda yaprakları siyah görünen bir ağacın telaşlı hışırtısı uyudun mu? ... mışıl mışıl nefesini özlüyorum... nedense korkuyorum seni görünce nazlı bir çocuk gibi ağlamaktan içimde hala yaban otlarının kokusu meğer hep seni özlemişim bunca yıldır seni aramışım gözlerini öpmeyi aramışım şehrin ışıkları sarışın ve suskun hayata dargın gibiyim hayat geceye kırgın esmer bir yaralanmak bu kızıl bir ölmeyi gözetler gibi hayat bir intihar mırıltısı bir tanem konuşsa bitecek sanki tüm dertler intiharımla yalnız sana sevdalıyım senin bu kirli ama fedakar intiharın coşkusu omzunun yokluğunu tadıyorum ateşli bir hastalık gibi sensizliğimin ölüme koyduğu kotadır umut ilk yağmur kokusu kadar sade bu gece eve giderken dışarı bakmadım hiç otobüsün kirli camlarından kendimi görmek istemedim yalnızlığımı sensizliğimin uğursuz uğultusu yankılanıyordu bomboş sokaklarda sokaklara bakmadım sensizliğimin acısını eve sakladım dışarıda sen yoksun ki... sensizliğin acısını sevsem yanaklarıma üşüşen bu sıcaklık dindirir mi ki seninle öpüşmek tutkusunu içimdeki sensizliğimi eve sakladım yatmadan ağlamak için ama sana ama senin için kirli hüzünlü pencerelerden dışarı bakmayarak kendimi düşünmemekten medet umarak Kağan İşçen |