Yanlış Numara
karanlığın içindeki silüetler gibiydik
zaman geçtikçe parçası olan sanki yalanmışız gbi... tuşları basmayan bir klavyeden edilen aşk yeminlerindendi bizimkisi hep bazı harfleri eksik bazen düzeltmek için üzerinden geçilen ama hiçbirzaman ilkindeki gibi güzel kalamayan... damarlarımda dolaşan senin hayallerin ! sensiz bir cümleyi bitiremeyen edebiyat öğrencisinin tez hazırlaması gibi tez konusu kendi hayatı... ne öznesindeydi bu hikayenin nede yüklemden sonra konulacak bir noktası vardı aralara serpiştirilmiş edatlar kadar hakimdi konuya ve aslında kendisini çıkarınca konudan anlamı değişmiyordu anlattıklarının... eski numaralar satan bir gsm operatöründen alınan bir numara gibiydim eski sahibinin sonundan habersiz ve bir sonun, ne çok insanın hayatında açtığı parantezlerden uzak... gecenin bir yarısı atılan mesajın büyüsüne kapılıp cevap vermek ! cevaplayan kadının gözyasları içinde konuşma çabası ne cennetten arıyordum ben nede cennete konu edilmiş br kahramandım.. satın aldığım numaranın eski sahibinin anılarına dahil edilmiştim sadece ölen bir sevgilinin sevgisine sevgilisine bağımlı bir kadının çağrısına... eski numaraları satıyordu gsm operatörleri artık eski numaraların kime ait olduğuna bakmadan sanki bir aşkın unutulma tarihini biliyorlaşmış gibi... bir sevdanın yıllar sonra aşkına mesaj atacağını hesaba katmadan... bütün bunlar bir kurgumuydu? yoksa yaşarken mi kuruyorduk olanları tanrının ne kadar parmağı vardı bu işte? yoksa elinin değmediği yer olmadığı içinmi şimdi bu kadar isyankardı insan kime karsı savaşıyorduk zafer varsa eğer kime ait olacaktı? ayak seslerini duyarken ölümün hangi sesler gözardı edilebilrdi? hangi mabedin duası daha cok kabul olurdu ve tanrı tanrıysa eğer neden kendini baska dinlere bölüştürürdü? basit sonları yok artık sevda masallarının ya teknoloji burnunu sokuyor yada filozoflar sınırında yaşananların aklın basit mantıgın düz olduğu çağların özlemi bu seni seviyorumların ’’seni seviyorum’’ anlamına gelmesi... basit sonları yok artık sevdaların usta bir yönetmen kurgusu istiyoruz yakışıklı yada guzel artistlerin başrolünde olduğu ve hepte doğaya aykırı olayların yaşandığı bir gün durup dururken sevglinin elini tutmak için dogal afetler bekliyoruz yada afetlerin en doğal olmayanını canlı bombalar gibi... sevgilinn elini tutmak için hep bir işaret bekliyoruz bir şarkı, bir film karesi, bir kartpostal sanki o an içinden geldigi gibi tutsan ellerinden tutan sen olmayacakmışsın gibi seni izleyenler çılgınca ıslıklayıp, alkışlamalarını bekliyorsun sanki birileri takdir edince gerçek bir aşık olacakmışsın gibi... |
zaman geçtikçe parçası olan
sanki yalanmışız gbi...
tuşları basmayan bir klavyeden edilen aşk yeminlerindendi bizimkisi........
....
tekinsiz bir dünyanın ayak seslerini duyar gibi oldum..
şiiriniz, matrix'ten esintiler getirdi ve hissettirdi...
tebrikler...