anlaş(ıl)ma(ma)
nefesimden buğulanan camlara karaladığımmısın sen?
hani farkında olmadan isminin harflerini çizip sonra biri görmesin diye kazağımın koluyla sildiğim platonik bir sevdanın bir türlü platonamayanı.... belki de bu yüzden her şiirin ana fikrine meze ama yazıldıkça baska iklimlere etki eden küresel bir terör gibi ruhumun istilasında en önde zamansız bombalamalardan uçak kaçırmalarından sıkılmış suikaste uğrasamda ölsem dediğim terör yaratan bir sevdamısın? suyu çıkıyor artık yaşananların üçüncü şahıslarla derdi olmayan ama hep ikinci şahısın üzerindeki etkisini üçüncülere yansıtan bir hayat bizimkisi girdiği bunalımlardan yazarak yada konusarak yada aldatarak çıkmaya çalışan galata köprüsü üzerinde bir kaç saat durup balık tutmaya çalışmayı erdem sayarak oysaki en erdemlisi o köprünün altındaki bir meyhanede bir kaç şişe bira içmek olan belki balık ekmek belki kokoreç, belki midye tava belki bir türkü barda nargile içmek hani şu tophanede zamanlı zamansız buluşmalarda üretilen bahaneler bulusamıyoruz artık, görüşemiyoruz’lar... elimizde ortak bir duygu yok konuşamıyoruz’lar... belki de bu yüzden bir araya geldikçe kavga edişlerimiz kavga etmek icin bir araya gelmeyi bile bekleyemeyişlerimiz ’özledim’ dediğimiz ne zamandır imalı laflar duymayı beklediğmiz şimdi aklına getiripte karşısında uyumayı tercih ettiğin benim benim ise düşünüp düşünüp içtiğim sen aynı şarkıyı defalarca geri sarıp dinlediğim.. |