kuşların bile terk ettiği talan edilmiş bu şehir ikimizin kirlenmiş bir elbise gibi değiştirilen yabanıl isimleriyle sokaklar duvarlarda biyografisi yarım kalan ödünç hayatlar ve linç edilen masallar yankısıdır sessizliğimizin ıslanma..! yağmurunda isyana duran çığlıklarının içimize süngülerinden firar etmiş bir ülke düşecek birazdan raflarda unutulan türküleri özgürce söyleyince çocuklar
II
şakağımızdaki kurşunla başladı batağına saplandığımız zamanlar aitliğin sömürüyü beslediği bütün sayfalarda geçti adımız tanrının ömrüne kefen biçtiği her cinayetin faili ömründen evvel ölen kelebeğin bile katili hatta şeytanın dostluğunu kazanmış her tarihin cahili bilindik üzerimize gökkuşağından bulaşan kırmızıyı bile öfke sandınız oysa keşfi yapılan her denizin sahili bizdik
III
içimizdeki korkunun babasını demir parmaklık annesini durmadan büyüyen bir isyan ateşi öldürdü hem dikenini sevdik güllerin hem de kana benzeyen rengini yırtılsın diye besledik en berrak sularımızla esaret zincirini üstümüze kirli bir gökyüzü düştü çok zaman ya da biz içimize yerleştirilmiş mavi bir gökyüzünün içinde üşüdük oysa azığına bile razı geldik gagasından düşen kuşların kulaç attıkça dibinde can çekişerek boğulduğumuz sadece zifir bir ömürdü
IV
kader diye birbiriyle sevişirken ecelsiz kaldı acılarımız şimdi bütün yalnızlık duvarlarında gözyaşı heykelleriyiz ve gezginlere anı diye satılıyor eskiden mutluluk niyetine sarıldığımız bütün sancılarımız
V
hiçliğine soyunup meçhul bir zamana koşulsuz gidiyorsun tetikçisi olurken masalından fırlayan asi bakışlarımızın sen kireç tadı veren dudaklarımı yurt ediniyorsun ben ise bakir sandığım gözlerine harcadığım zamanımı
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Demlenmiş Gün Batımı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Demlenmiş Gün Batımı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
şakağımızdaki kurşunla başladı batağına saplandığımız zamanlar aitliğin sömürüyü beslediği bütün sayfalarda geçti adımız tanrının ömrüne kefen biçtiği her cinayetin faili ömründen evvel ölen kelebeğin bile katili hatta şeytanın dostluğunu kazanmış her tarihin cahili bilindik üzerimize gökkuşağından bulaşan kırmızıyı bile öfke sandınız oysa keşfi yapılan her denizin sahili bizdik
şiir başkaldırıdır ; zamana, insana, yurda belki de evrene demeliyim ama şair önce kendine kırgındır.
muhteşemmm bir sofradan kalkıyorum üstüm başım düşünce!
sesine ihanet etmeyen çığlık bütün renklerin sahibidir. coğrafyasında yitik ölçeklerin acıya dönüşmüş yüzüdür. şiirinde bize de bir oturumluk yer ayır dost nire gider bu kervan yalnızlığı yüklenip ve gücenik sular taşıyıp matarasında hayatın. tut göğsümün rüzgar alan yanını ve işaretle inancı.
sevgili Faik....her şey yürek meselesidir diye fısıldattın beni yine.. sevgiyle kal..
Durdum.. Hala okuyorum.. Her dizesi ayrı bir şiirdi... Tıkandım.. Sizin şiirlerinize yorum yazmak zor vesselam.. Yüreğinize sağlık... Muazzam bir şiirdi...
Doğdum, yaşadım ve ölüyorum. Neye böylesine dibe batışlar, böyle ruhsuz kalışlar.Bunun faili kimdir diye sormalı evvela.Ömrünü dünyanın biçip bölsek, yeri (zamanı) az gelir.Ad konulamaz.
"kirlenmiş bir elbise gibi değiştirilen yabanıl isimleriyle sokaklar"
Kirli yüzler!!!Her biri ben ve sen.Kalmıyor zamandan zamana aşınan vücutlarda rücu bulan fark.
"duvarlarda biyografisi yarım kalan ödünç hayatlar"
Yarım olan ya da kalan hiçbir şey yok ve ödünç(verilecektir elbet).
"üzerimize gökkuşağından bulaşan kırmızıyı bile öfke sandınız"
Tüm eksiğin tamamlanan hikayesi..
"içimizdeki korkunun babasını demir parmaklık "
Asla!!!
"annesini durmadan büyüyen bir isyan ateşi öldürdü"
Onlar hep bize.Peki neden durup kendi kendimize faryatlar öğütürüz?Zor değil mi..
"kader diye birbiriyle sevişirken ecelsiz kaldı acılarımız şimdi bütün yalnızlık duvarlarında gözyaşı heykelleriyiz ve gezginlere anı diye satılıyor eskiden mutluluk niyetine sarıldığımız bütün sancılarımız"
Sessizce kanayan sancı böylesine zehri akıtmalalı yüreğine.Herkese ve her şeye(rağmen) büyür-artar umudun rüyaları.İnadına kansızlığın..
"hiçliğine soyunup meçhul bir zamana koşulsuz gidiyorsun tetikçisi olurken masalından fırlayan asi bakışlarımızın sen kireç tadı veren dudaklarımı yurt ediniyorsun ben ise bakir sandığım gözlerine harcadığım zamanımı"
hiçliğine soyunup meçhul bir zamana koşulsuz gidiyorsun tetikçisi olurken masalından fırlayan asi bakışlarımızın sen kireç tadı veren dudaklarımı yurt ediniyorsun ben ise bakir sandığım gözlerine harcadığım zamanımı
Bu gece bana düşman kesildi kelimeler…hep derim yaaa.sevda yüreklere yakışır..yürek işidir sevdalanmak…her şeye sevdalanırsın…bir adama mesela..kokusunda memleket soluduğun.. Yada bir kadın..gözlerinde denizleri yorduğun…tenindeki ak süte maya durduğun… Toprağa sevdalanırsın...ölüm nedir ki yolunda..özgürlüğedir davan…sevdan...gidilen gidilmeyen her yol senin, alınan alınmayan her selam sesindir…mavidir söylediğin her türkü..Yeşildir anlattığın her öykü…
Sevdalanırsın şiire...işte o zaman şiir de sana sevdalanır…sen kokar…sen durur…seni söyler her dize…sen konuşmazsın artık…elçidir her sesine…kelimeler varınca sana…sadece senin biçtiğin elbiseyi giyer…
İşte şiire sevdalanmış bir kalem…ve yine şairine sevdalı bir şiir…
Öptüm bu güzelliği yüreğinden…
Dedim yaa.sana koşmuş tüm kelimeler..bizden firarda bu gece…
bayıldım şiirinize.ne dizelerdi ama aldı götürdü beni ve ne kadar haklıydı ,doğruydu çizdiğiniz resim beynimde.harikulade bir eser.mükemmel bir anlatım. yüreğinize selam olsun.kocaman kırmızı güller bırakırdım elimde olsaydı.sevgiler
içimize süngülerinden firar etmiş bir ülke düşecek birazdan raflarda unutulan türküleri özgürce söyleyince çocuklar
hem dikenini sevdik güllerin hem de kana benzeyen rengini yırtılsın diye besledik en berrak sularımızla esaret zincirini üstümüze kirli bir gökyüzü düştü çok zaman