Ay Işığı Prensesine...
gökkuşağı gibisin
ben bir renk körü bilmek kötü aslında renklerinin zenginliğini bilmek ve görememek hiç bilmeseydim o mavi denizlerin tuzunun tadını bu kadar damağım kururmuydu düşünürken öpülesi dudaklarının sarhoşluğunu sanki hiçbirşey olmamış gibi ertesi sabahlara sarkarmıydı yarısı kullanılmadan iade edilmiş hayatların hep icinde kalan keşkeleri uç uca eklenip sonsuzmuş gibi hep bir yerinde hata görürsün ya düzeltmek istedikçe zaman geçer ve en acısıdır geçmişteki yaraların kabuk tutması yolup kanatsan bir dert kanatmasan başka üstünde kafa yorsan dibe batarsın yukarı çıksan vurgun yer hep bir yanın eksik, diğer yanın seni suçlar sen kimseyi mutlu edemez sesin kısılır içine gömersin bunada eyvallah derken yeni bir hayat filizlenir sen yeni eyvallahlara mazeret ararken... sen ay ışığı prensesi sabah olmadan önce gitmesi gereken zamanımız bu kadarmı dardı bizim bir öpüş, bir dokunuş için bile acele ederken yaşanılası her anı aklımızda saklayıp yazmaya çalısırken ne kadarını oldurabildik istediklerimizin? ne kadarını öldürebildik korkuların? altından kalkamadığımız icin kaçmak en kolayımıydı birbirimizden? hiçbirşey olmamış gibi seninle sabahın bir yarısı buluşmak için... |
hep icinde kalan keşkeleri
uç uca eklenip sonsuzmuş gibi
hep bir yerinde hata görürsün ya
düzeltmek istedikçe zaman geçer
ve en acısıdır
geçmişteki yaraların kabuk tutması
yolup kanatsan bir dert
kanatmasan başka
üstünde kafa yorsan dibe batarsın
yukarı çıksan vurgun yer
hep bir yanın eksik, diğer yanın seni suçlar
içime dokundu şiiriniz...harikaydı canı gönülden kutladım saygılar bıarktım sayfanıza...
hisseden hissettiren yüreğiniz varolsun...