Karmaşa !
çöl rüzgarı gibi sadece dilediğin yere estin
tozu dumana katıp... dikkafalılığın, başını alıp gitmelerin sana sahip olduğunu düşünenlere bir tokat gibi çarptığın, kimsenin kadını olmadın! senin erkeklerin oldu nasılda bunun farkındaydın... herşeyi anlamak ve bilmek zorundaydın sanki.. sen ay ışığı prensesi...karlar kraliçesi... hizmetkarınız olmaktan gurur duyarım... aklımın bütün sivriliklerini düzeltip sakinlestriyor gibi.. uysal bir kedi hani boynunu okşayınca gözlerini kapayıp kendini bırakır ya parmaklarının arasına. eskiden izlediğim bir çizgi filmin müziğini anımsattı bana daha 13 yaşındayken ve bir sürü bahane uydururken okula gitmemek için şimdide yanından ayrılmamak için bin tane bahane ararken yüklediğim bütün tanımlamaları unutup sana yeniden keşfetmeye çalışırken: -merhaba hanımefendi...geçiyordum ben aslında.. konuşamamak gibi hani cok heyecanlanıp kızarırken yüzün olmadık yerde susmak bulamamak doğru kelimeyi doğru kafiyeyi sanki hic şiir yazmamış gibi sanki sana hic yazılmamış gibi... ve ne güzel yerinde, bulmak seni sanki hiç ayrılmamışız hiçbirsey olmamıs gibi.. hoşcakal deyip bana gitme nolur hoşca kalamıyorum ben her gidişinden sonra.. kalanım evet, gelirsin diye rüşvetler verip aklıma gelmedigin her an uzatma dakikalar için bahaneler uyduran gitmen gerekiyorsa git... yeniden, gelişin icin zaman tanı bana ama biliyorsunki ve biliyorumki sonraki gelişinde yetmeyecek varlığın daha fazlasını medet umup maddeye dönüşecek aklımdaki izdüşümlerin ve seni gormek ve sana dokunmak ve sana ait olmak icin planlar yapacağım olmadık yerinden kırılacak umutlarım tamiri imkansız tarifi zor görücü usulü evlilik gibi birşey bu gördükten sonra boşanmak için bir başka görücü gerekmeyecek yaşandıktan sonra geri dönülüp sana uymayanlar bir kalemin arkasındaki silgiyle silinemeyecek... |
Güzel bir hikaye okudum.
Kutlarım kaleminizi ve yüreğinizi..
saygılarımla.