kaknüsbu şehrin öksüz bırakılmış tarihi ağlıyor şimdi duvarlarında, /arnavut kaldırımlı sokakların ahşap evlerinin/ şairler banliyö çocuklarının zayıf ellerini tutarken ve flaşlar henüz dokunmamışlen emanetlere sana bir şiir okuyayım mı eminönü’nde? /ellerimiz ölesiye korkakken ve züleyha’nın sesi bir yok ediş türküsü gibi ahenkliyken kulaklarımızda bu gecenin bitmez karanlığını sustursana /ben bir kez daha ağlatırken özendiğim şairleri bir kez daha isterken yazmak tekrar aynı şiiri .../göçmen gözlerinizde güvercin masumiyeti istismar edilen gençliğiniz gözden çıkarılmış hayalleriniz siz bayan, kaç kez vurgun yediniz? size bir destan düzmek isterdim size, ellerinize, ellerinizin başına değdiği çocuklara gözleri zeytin rengi gözleri deniz kaçkını havaya aldanmış yağmura tutkun... bu şehrin öksüz bırakılmış tarihi ağlıyor şimdi bu şehrin unutulmuş kütüphanelerinde /kurtlanmış, küflenmiş, yontulmuş gururları arasında kitapların adını unutmuş sahaflar ile... .../bir kez daha züleyha’nın kulaklarımızı yakan türküsü ellerimizi titretiyor ve gözlerimizden kan damlıyor yüreklerimize ______________Galip’in İstanbul’unda .../Yûsufî bir sedaya muhtaç... bir yerde/ bir zamanda |