fludilime sokuşturulmuş uyduruk kelimeler arasından merhaba, yine de, ben de divancıların takındığı edayla olmasa da önümde çatlak bir hokka aynı zarafetle tutarak kalemimi yazabiliyorum ne mutlu ki. ve fakat zihnimde mağrur bir şairin meydan okuyuşu ben oturduğum o soğuk bankta saniyelerle anlamsız bir savaş içinde. Arabî bir şiirin nedensiz isyankar, nedensiz yabani mısralarında ruhumuzu kaybediyoruz dostum özleme adını veriyorsun ... sonra zamanlardan bir zaman yabancılaşmış gözlerimiz kamaşıyor aynı flaşta ellerimiz aynı korkaklığın titreyişinde gözyaşlarını yüreğime akıt sana bir kez daha şiir okuyacağım sessizce bilirsin, o filistinli çocuğun zayıf elleriydi sonra bitimsiz derslerin bir arasında gülüşmelerimizden çalınan ümitlerimiz ah dostum! yanar döner ruhlarımız birleşiyor o şarkıda ... avurtlarımızdan akan ter avuçlarımızda biriken kar ve taneleri bir nisanın bereket yağmurunun ... çok sevimsizleşti hikayelerim bilirim öksüzündeyiz zamanın sen üşüyorsun ben ve ellerim. bir yerde/bir zamanda |