Aşkım Karşılıklı Olsaydı -mensur şiir-
Aşkım Karşılıklı Olsaydı -mensur şiir-
önce onunla sevişmek isterdim ama hiç ayrılmamacasına.kokusuyla bin yıl yaşamak...acı portakal kokan göğüsleriyle acılarımı unutmak...saçlarının her bir teline bir gün ayırmalıyım...onunla damlaların gölü oluşturması gibi ağır ağır öpüşmeliyim...her parmağı kalbimi okşamalı...bir an bile ayrılmamalı vücutlarımız...ellerim tenine değerken ruhunu da okşamalı...ne onda ne bende hiçbir bakir alan kalmamalı...heves kalmamalı desem de bilirim ki ondan ayrıldığım an sanki onu hiç sevmemiş okşamamış içini tanımamış gibi acılar çekeceğim..çünkü bu asla bitmeyecek bir tutkudur..o sevdikçe güzelleşir seviştikçe daha çok arzulanır...içinde kaybolmak mümkünlerin en mümkünüdür...kirpiklerini öyle bir özenle öpmeliyim ki her öpüşüm aynı zamanda ölüme bir isyan olmalı...çünkü onunla sevişmeyi tatmak ölüme bir başkaldırıdır...o benim ızdırap tomurcuklarımı ıslaklığıyla sulayacak yeşertecek tek ama tek tanrıçadır...acılarıyla böyle kıvranırken yanında ve karşısında bile otururken onu böyle özlüyorsam..onunla sevişmek bütün bir ömrün en tatlı muhasebesini yapmak...elleriyle ayaklarıyla kalçalarıyla sesiyle çığlık çığlığa kalarak bir acı ten ve sonsuz bir zevk dökümü yapmaktır...aşkım karşılıklı olsaydı gözlerimi asla gözlerinden ayırmaz bakışlarımın nehirlerinin onun o harikulade denizlerine akmasını geriye hiç dönmemesini sağlardım..onda birikirdim...damla damla...ter ter...kan kan...can can...el bilekleri öyle güzel ki onun o aşkımın el bileklerini şirinliğini kalbime sürer dudaklarımı onlardan hiç ayırmazdım...karşılıklı olsaydım boynuna bir yaşama tutunur gibi öpüşlerimle tutunurdum...onun kokusu beni afyonlayacaktır...biliyorum..başımı döndürecektir....beni benden alacaktır...beni çıldırtacaktır...ama bir o kadar da sakinleştirip durultacaktır...tam 40 yıl birikmiş acılarım ve zehirlerim artık bedenimde yaşam bulmayacaktır...en güzel en saf denizlerim ona akacaktır...içime sığmayan beni hasta eden bu iç şelalelerim ona varacak yeni yaşamlar yaratacak coşkuya ve dinginliğe kavuşacaktır...aşkım karşılıklı olsaydı ayak parmaklarından saç diplerine kadar tüm ömrümü onu ezberlemekle geçirirdim....onun her uzvuyla sevişirdim ben...ellerinin bende dokunmadık yer bırakmaması için ona kendimi sevdirmenin arzulatmanın binbir yolunu denerdim...elleri herşeyimi bilmeli tanımalı..ve ben elbette aşkımın canım çiğdemimin gözyaşlarını bile içmeliyim...mutluluk coşku istek gözyaşları...onun tenine değen suyu içmek isterdim..o benim tek aşk şarabımdır..onu her yönüyle tatmak isterdim....dudaklarını o dünya harikası çenesini ayva tüylerini bir sanat eseri yaratır gibi zerresine kadar içer gibi hem ona sinercesine hem de onu kendi varlığıma sindirircesine öpmek okşamak koklamak sızlayan her yanıma ilaç yapar gibi uykuya aç bir çocuğun süte saldırması gibi...onu herşeyiyle anısıyla tarihiyle geleceğiyle kana kana içmek isterdim...odur benim tek aşk şarabım...aşkım karşılıklı olsaydı....tüm acılar ve kederler karşılıksız kalırdı...mutluluk çocuğumuz...ıslak güz akşamlarında sarılacak bir yeşil dalım olurdu...tatlı tatlı yanacak bir harım...ömrümün mazgal deliklerinde tutunacak yek bahar dalım...aşkım karşılıklı olsaydı....aramazdım kan deryası sokaklarda umut verecek bir yan bakış bir yarım kırık ses bile...en başta üşümezdim böyle anlamsız kalabalıklarda...mahrum olmazdım ağız dolusu gülüşlerinin güneş banyosundan geçmiş pamuk gibi şefkatinden...aşkım karşılıklı olsaydı...hergünü ayrı bir uçurum gibi yaşamazdım...düşmezdim bir karanlıktan başka bir karanlığa...bir cehennemden başka bir cehenneme...sana göre herşey için çok geç...bana göre ha yüz yıl sonra ha yarın ha şimdi...farketmez...gökyüzü nasılsa hiç kaybolmayacak yüzünden...aşkım karşılıklı olsaydı.... tüm denklerimi senin üzerine kurdum...ortasındasın bütün sonsuzlukların...sevimli hüzünlerin....gelecekse bir senden gelecek ölüm... bir şey gelecekse senden o ölüm de olsa başka hiçbir şey istemem...yeter ki senden olsun...aşkım karşılıklı olsaydı...kendimle boğuşmazdım kıyasıya...ve sensiz geçirdiğim her an her sapağı boşluğa açılan bir kavşak olmazdı asla...ben hiçbir yönün kıyısına atamadım kimsesizliğimi...serçe nazıyla sustum küstüm aklınsıra yokluğuna bile...aşkım karşılıklı olsaydı.... benim köprülerim ancak yalnızlığadır...soytarı ölüşleri katık bile etmem sensizliğime...bir ölüme nazlanmam artık ve usanmam yalan öpüşmelerden kaçarak gölgene sığınmaya...aşkım karşılıklı olsaydı...’sen sen olmazdın benleşirdin...senleştiğim gibi...’ aşkım karşılıklı olsaydı...onunla parklarda dolaşmak içimde gizli kapaklı kalmış her özlemi onunla paylaşmak isterdim...ellerini hiç bırakmamacasına sıkmak yeni yetme sevgililer gibi acemi oğlanlar gibi tir tir titreyerek onunla saatlerce öpüşmek sevişmek isterdim...onunla sevişirken yepyeni dünyalar yaratacak ufuklar açacak öğrenmelere ve öğretmelere neden olmak isterdim...aşkım karşılıklı olsaydı....saçının hertelini her gün bir tanesini alır saklardım...onunla yaşadığım her anın her günün en güzeli mutlaka ve mutlaka o güzelim saçları olacaktır....aşkım karşılıklı olsaydı...bir hayatı her anı her yönüyle tasarlamak paylaşmak ona onu mutlu etmeye çalışmamın çabasını tattırmak isterdim...aşkım karşılıklı olsaydı hayatın karşılığı asla ölüm olmazdı.... Kağan İşçen (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |