GÜN BEYAZA DÖNECEK...
Ay ışığı sönüyor
Gül kanıyor avuçlarda Yürek ten sızıyor ağrılı türkü… Canım ey… İçimde ışıldayan Kandil ferahlığım Özgürlük türküm… Vuslattan sılaya yol gani gani Sofrada meze harcımız oldu Yuttu koca şehir yuttu ne varsa Aldı yürekleri çaldı yarlara… Bu türküm gökyüzüne hediye Tellerinde kan kızılı bir zılgıt Ve mühürlü yanında saklı kaç dünya Kıvılcımdır yeryüzünde gerçek aleve inat Çiçeklere inat türküdür kınalı şafaktan… Hasret kalmış sılamın tutkulu serzenişi Gurbetçi tarafında özlemle buram buram Kar yağıyor gülüm Gülüşlerim ıslandı Dayandı binbir çeşit efkâr soluğuma Kırağı düştü alnıma… Krizantem çiçeği dünlerden kalma… Toz eyledi her yangında Köz oldu ahlarda… Bari yanma diye sızlanır dizeler Çalakalem dilek eyler kelamlar Tut ki gerçeğidir Doğası cam kırığı adamlardan Ehli keyif tutkudur ihbarı adres sorar İhanete gerekçe aranmaz gülüm… Cesarettir haykırmak kar yanığı yüreğe Ve sabırdır hasretle yanmak ağlamadan… Boyumuzu aştı gülüm boyumuzu aştı gurbet Sattı ne varsa dünden kalma hayatı Belalı, uzak bir umuda zincirlenmiş gibi Hesapsız dökülür istekler… Karnı burnunda akşam geceyi doğuracak Hesabı sabaha kalacak gürültülü düşle Su gibi damlayacak yüzüme Hesabım kalmasın zalim eline… Siliyorum adımı inkâr etse de şehir İntiharı yakındır gidişlerin… Geceden kalma türküm Saçlarımda menekşe kokusuyla savrulan… Vurulur kederim Gariban gözlerde esaretim Duymaz sağır olmuş kör dünya Ve serhatta akşam vakti ... Güvercinler takla atıyor Ağlaştıkça türküler…. Gün beyaza dönecek Göreceksiniz…. |
Gönülden düşene hissedar olmak...
Sessizce geçmeye de gönül rıza değil...
"Gün Beyaza Dönecek..."
Kelimelerim ardın da eğik bükük...
Selam ve saygılar...