Fransız Karası
Bir yanlışlık yok doğrudur yaşadığım
Artık derin bakışlardan korkmayacak demdeyim. Bir Fransız Karası üzümü korkuyla ezik Bin yılın sevda hasreti bin yılın korku eziği. Kuşattın iklimimi ey Fransız Karası Bir nefeste dört mevsimi dönerim Bakışların iki kibrit çakımıdır gönlüme Dumanım değmez sana Ben yanarım Ben sönerim. Dönüp dönüp aynı şehrin çığlığına tutunup, Aynı telaşın kuyusuna düşüyorum. Bir sessiz bekleyiş Çığlığı korkularıma tünemiş Bir ney yanığı sevda Dökülmüş tüm yollarıma Ekmek toplar gibi topluyorum öptüm başım üzresin. Hani biraz düşünmesem seni Çağın soysuzluğuna, halkların yoksulluğuna vereceğim kendimi Ama, Aşkın soysuzluğu ve sevincin yoksulluğu Tırmanıyor gövdeme. Belki sıcacıktır ellerin Boynundan öpsem titrersin Hayata küfretmekten yorgun dudaklarımı Konuk etsem bir süre omuzbaşlarında, Ürperen teninin sıcağıyla erir ellerim. Taşa çalıp korkumu Sorabilsem kim olduğunu ne olduğunu Ve dokunabilsem gülüşüne Kaldırsam gülüşlerinin kabuğunu İhtimal ki gün görmemiş yaralar kanayacak. Oysa ben sana adını bile soramıyorum... Barış Çelimli |
Sorabilsem kim olduğunu ne olduğunu
Ve dokunabilsem gülüşüne
Kaldırsam gülüşlerinin kabuğunu
İhtimal ki gün görmemiş yaralar kanayacak.
Oysa ben sana adını bile soramıyorum...
...........................
KUTLARIM SAYGILARIMLA