0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
20
Okunma
İlacı olmayan tek özlemdir evlat acısı…
Ne zaman geçer, neyle diner bilinmez.
Yediğin lokmada, içtiğin çayda boğazına düğümlenir;
gezdiğin her yerde gölgen olur, peşinden gelir.
Her köşede kokusu çarpar burnuna,
burnunun direği sızlar, gözlerin dolar ama ağlayamazsın.
Özlem çöktükçe ciğerlerin köz köz yanar,
içinde sönmeyen bir ateş taşır gibi yaşarsın.
Geceler uzun, sabahlar eksiktir.
Gülüşler yarım, umutlar sessizdir.
Kimse görmez o yangını ama
bir anne yüreği her nefeste yanmaya devam eder.
Evlat acısı zamana yenilmez,
alışılmaz, hafiflemez.
Sadece taşınır…
Allah’a emanet bir sabırla,
kavuşacağın güne kadar.
İlacı olmayan tek özlemdir evlat acısı…
Zaman geçer derler, ama zaman sadece takvimi değiştirir,
yürekteki gün hep aynıdır.
Her sabah uyandığında ilk düşün sensin,
gece uyumadan önce son dua yine sana.
Kalabalıkların içinde yalnız,
sessizliğin ortasında çığlık çığlığa kalırsın.
Bir çocuk sesi duysan irkilirsin,
benzer bir gülüş görsen kalbin yerinden sökülür.
“Belki” dersin, “belki odur” diye,
sonra gerçek ağır ağır çöker üstüne.
Annelik böyle bir şeydir;
evladın yokluğunda bile onu büyütmeye devam edersin.
Dualarında, gözyaşlarında,
her nefesinde ona yer açarsın.
Kimse bilmez bu acının dilini,
çünkü anlatılamaz.
Evlat acısı konuşulmaz,
yaşanır…
Ve insanı hayatta tutan tek şey,
bir gün yeniden kavuşacağına olan inançtır.
İlacı olmayan tek özlemdir evlat acısı…
Ne susar, ne uyur;
sen sustukça o konuşur,
sen uyudukça o uyanık kalır içinde.
Gün gelir güçlü görünürsün,
“iyiyim” dersin, inanırlar.
Ama bilmezler ki
o iyilik, sabrın başka adıdır.
İçinde kopan fırtınayı
kimse duymasın diye yüreğini susturursun.
Bir anne gülse bile yarımdır gülüşü,
gözlerinin bir yanı hep ağlardır.
Sevinç geldiğinde bile
“keşke o da burada olsaydı”
diye bir boşluk oturur kalbine.
Mezar taşına sığmaz bu acı,
fotoğrafa sığmaz, kelimeye hiç sığmaz.
Evladın adı anıldığında
kalbin yerinden sökülür de
kimseye belli etmezsin.
Dualar ağırdır artık,
eller titreyerek açılır semaya.
“Allah’ım sabır ver” dersin
ama bilirsin,
bu sabır bitmez bir bekleyiştir.
Evlat acısı geçmez…
Sadece insan öğrenir
onunla nefes almayı.
Ve her gün biraz daha
kavuşma umuduna tutunarak
yaşamaya devam eder.
İlacı olmayan tek özlemdir evlat acısı…
Ne zamanla diner, ne sözle hafifler.
Yediğin yemekte boğazına takılır,
içtiğin çayda gözlerine yaş olur.
Gezdiğin her yerde seninledir;
bir gölge gibi peşini bırakmaz.
Her köşede kokusu çarpar burnuna,
burnunun direği sızlar,
özlem çöktükçe ciğerlerin köz köz yanar.
Geceler sabah olmaz,
sabahlar sensiz eksik doğar.
Kalabalıkların içinde yalnız kalırsın,
bir çocuk sesiyle irkilir,
benzer bir gülüşte yıkılırsın.
Güçlü durursun diye bilirler,
oysa o güç,
annenin sabrından başka bir şey değildir.
Bir anne gülse bile yarımdır gülüşü,
sevinçte bile bir boşluk oturur kalbine.
Mezar taşına sığmaz bu acı,
kelimelere hiç sığmaz.
Evladının adı anıldığında
kalbin yerinden sökülür de
kimseye belli etmezsin.
Dualar ağırdır artık,
eller titreyerek açılır semaya.
Evlat acısı geçmez…
İnsan sadece onunla yaşamayı öğrenir.
Ve bir gün,
yeniden kavuşacağı ana tutunarak
nefes almaya devam eder.
5.0
100% (1)