1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
45
Okunma
Yollar uzun, derman yoktur,
Elif diye, Elif diye;
Vuslat yarın, ferman yoktur,
Elif diye, Elif diye.
Ağlar bülbül güle karşı,
Serilir dert güne karşı;
Adım yanar aşka karşı,
Elif diye, Elif diye.
Gönül yolda kalmaz dedim,
Yârsızlığa ermez dedim;
Kara bahtı silmez dedim,
Elif diye, Elif diye.
Ay doğarken hasret çöker,
Kokun sarar, şafak söker;
Gel, sevdamı kader çeker,
Elif diye, Elif diye.
Sürmeli göz hayal olur,
Başım tüter, duman olur;
Dört yanımda figan olur,
Elif diye, Elif diye.
Derya olup taştı yaşım,
İçten içe yandı bağrım;
Bitmeyecek bu savaşım,
Elif diye, Elif diye.
Gözlerimden yaşlar akar,
Dudağımda feryat kopar;
Gecem gündüzüme yazar,
Elif diye, Elif diye.
Turna geçer, gökler beyaz;
Dilim tutuk, gözüm ayaz;
Çare elbet Hakk’a niyaz,
Elif diye, Elif diye.
Körpe yaşım sele düştü,
Seven kalbim esir düştü
Şair yine dara düştü,
Elif diye, Elif diye.
Bıçak keser yürek teli,
Dağıt beni seher yeli;
Son sözünü der Halilî,
Elif diye, Elif diye.
Halil Kumcu
Şiirden geriye kalan satırlar:
Aşk, insanın kendi kaderine sessizce “Elif diye” fısıldamasıdır.
Bazen bir tek “Elif”tir, kalbi hayata bağlayan ince ip.
Yürek, en çok söyleyemediği kelimede kanar.
Kaderin en sessiz hükmü: Adını anan bir yüreği susturamamak.
16 Aralık 20025 / Salı / Bartın
5.0
100% (1)