EYVAH
Demir attım yalnızlığın çarkına,
Yaş aldıkça ağlayan ağlayana. Kandım hayat-ı dünyeviye, eyvah! Hiçlik diyarında bir gam hatrına. Ömür bir rüya gibi geçti gitti, Gençlik bir rüzgâr gibi uçtu gitti. Yüreğimden fışkıran her bir eyvah! İçte pişmanlıklar bıraktı gitti. Ciğerimden vurdu beni bu aşkın, Dar, yoz bir toprağa mahkûm bıraktın. Beni gözlerinden kopardın eyvah! Eyvah ki eyvah! Yaşı yaşla yaktın. Üstümde perde perde hicran ile, Geceyi cebren taşırım kor ile. Bu kader alnımda yazılı eyvah! Acıyla harmanlı her ah vah ile. Kelepçe vurdular dilime öksüz, Kelimem hece hece kaldı sözsüz. Felek kopardı seni benden eyvah! Sırtımdan vurdu sillesini yüzsüz. Kanatlarım kırılmış bir köleyim, Kalbin minesinde seni beklerim. Artık bu aşkın sarhoşuyum eyvah! Eksilme cezası çeker yüreğim. Alev saçağı sarmış etrafımı, Kör kuyuya veririm hesabımı. Kırılmadık bir şey kalmadı eyvah! Azrail misin istersin canımı? İnsan su gibi kıvrım kıvrım akar, Kaybolup giden aşkta yâri arar. Yollarda bir umut hep kanar eyvah! Her adım geçmişten kalanı toplar. Ebede uzanıp gider varlığım, Aynam kırıldı bak, ışıksız kaldım. Dönüşü olmayan düşlerde eyvah! Her ayak sesinde yankılanırım. Dizimde fer, dilimde özlem yolu, Hasretinle yanar gönlümün solu. Geçmişin yükü tozda duman eyvah! Sönmez gayri yüreğim ateş dolu. Halil Kumcu 5 Ağustos 2024, Pazartesi, Ankara |