0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
60
Okunma
Sancılı bir cümledir ama çok şey barındırır bağrında,
İçten içe sızlatır, hatta bazen sessizce boğar insanı.
İnsan değil mi ölünün mezarına çiçekler dikip,
Dirinin bahçesini talan eden,
Kendi elleriyle yıkıp, sonra da utanmadan tebessüm eden?
Ah, bu hayatın çelişkileri…
Bir yanda dua gibi yükselen eller,
Bir yanda kin gibi sızan gözler…
Hangi birini anlamalı insan,
Hangi birini bağrına basmalı,
Hangi birini affetmeli?
Ve sen, sen ki hâlâ o kırık sokaklarda yürüyorsun,
Adımların yankılanıyor duvarlarda,
Ve her adımın sancılı bir cümle fısıldıyor rüzgâra:
“Ben hâlâ buradayım, hâlâ unutmuyorum, hâlâ bekliyorum.”
Ama bil ki, beklemek de bir direniştir,
Sevgi de bir savaştır,
Ve gözyaşı da bazen en güçlü kılıçtır.
Senin bahçen talan edilmiş olabilir,
Ama senin yüreğin hâlâ bahar taşıyor,
Ve sen hâlâ çiçek açtırabilirsin küllerin arasından.
İnsan, en çok kırıldığı yerde büyür;
En çok kaybettiğinde öğrenir;
Ve en çok acı çektiğinde,
Kendi sancılı cümlelerini yazmaya başlar.
O yüzden unutma,
Ölünün mezarına diktiğin çiçekler kadar değerli senin sabrın,
Dirinin bahçesini talan edenlerin ise sadece gölgeleri kalır geriye.
Ve bir gün, o gölgeler de silinir,
Yerini senin ışığın ve sessiz ama kudretli ayak sesin alır.
Çünkü sen, sancılı bir cümleden ibaret değilsin;
Sen, kırık bahçelerin içinden doğan bir dirilişsin.
Ve her adımın, her nefesin, her gözyaşın
Bir isyan, bir dua ve bir zaferdir bir arada.
O yüzden kalk, yürümeye devam et,
Ve unutma:
En çok talan edilen bahçeler, en güzel çiçekleri açtırır sonunda…
Ve gecenin koynunda fısıldayan sancılar
Sokak lambalarının altında titrer sessiz yüreğin.
Her ışık bir gölge bırakır ardında,
Ve sen, o gölgelerle konuşursun,
Kendi yalnızlığının sadık bir şahitliği gibi…
Ah, zaman…
Ne kadar acımasız bir öğretmendir.
Gülüşleri çalar, sevdaları yıkar,
Ama bir yandan da gösterir insana,
Hangi yaralar gerçekten iyileşir,
Hangi hatıralar toprağın altına gömülür,
Hangi umutlar tekrar filizlenir.
Ve sen…
Sen, kırık dökük umutların arasında büyüyen bir çiçek gibi,
Rüzgarla savrulursun ama asla solmazsın.
Kimi zaman dizlerinin üzerine çöker,
Kimi zaman yumruklarını sıkar ve haykırırsın:
“Beni kimse yıkamaz, ben kendi sancımla büyürüm!”
Sana dokunan eller, bazen zehir taşır;
Sana bakan gözler, bazen kinle parlar.
Ama sen biliyorsun ki,
Gerçek güç, sessizce dayanmaktan gelir;
Gerçek zafer, kendi acını sevgiye dönüştürmekten gelir.
Ve bir gün, o gün gelir;
Talan edilmiş bahçen, yeniden yeşerir.
Kırık sokakların her köşesi, çiçekle dolar.
Gecenin en karanlık anında bile,
Senin yüreğin bir fener gibi yanar,
Ve seni unutanlar, sadece gölgelerini görür.
Çünkü sen, sancılı bir cümlenin son değil,
Yeni bir destanın ilk kelimesisin.
Ve bu destanda, her gözyaşı bir yıldız,
Her acı bir öğretmen,
Her unutulmuş bahçe bir mucize olur.
Kadir TURGUT