ÖYLE İŞTE
Duyguların çıkmaza girdiği,
Gecelerin sabahlara hasret kaldığı, Yazılan mektupların adresine ulaşamadığı, Bir lahzanın bile geçmediği anlardan birindeyim. Anlamakta zorlandığım, Tüm alfabenin manasız kaldığı, Sözcüklerin, kelimelerin karmaşasından acziyetimin vuku bulduğu kısa ve geçmeyen bir zaman dilimindeyken: Bir tane söz okudum; "Camı kırılan herkese koştum, Evim yandı yanımda kimse yoktu." Oysa kimseye bu dağı diğer dağın üstüne koy demedim, Sadece sev, sevildiğin gibi Kırmadan dökmeden çoğuna ağzına bakmadan. Ne yük ol ne de yük bil dedim, Çünkü sevgi karşılıklı olunca, Ne azı kalır ne de çoğu, Ne yük kalır ne de acı, Öyle bildik Ya bize öğretenler yalancı, Yada aksini söyleyenler. Ya biz yanlış yoldaymışız, Yada bu yol farklı düşüncelere yabancı. Hani derler ya, Cam kırıkları gibidir bazı kelimeler, Ağzına dolar insanın sussan acıtır, konuşsan kanatır. İnan konuşup kendi canımın yanmasına razıyım da! Ya başkasının canı yanarsa? Susmaya çalışıyorum, Ya suskunluğumun acısı dilime değil de gözlerime vurursa? Ve yine başkasının hüznüne, gözyaşlarına sebebiyet verirse, Dedim ya duyguların çıkmazındayım. Hani kimseye de zararın yoktur, Ama ziyan olmuşum kendi içimde, Göç benim içimde, Nereye gitsem varamadığım yerdeyim, Sadece kendi yangınıma karınca misali su taşıyorum, Öyle işte. Kadir TURGUT |