3
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
184
Okunma

Hep aynı başlar ya masallarda ilk söz
Bir efsunlu diyara aralanır, aldanır göz
Her defasında umuttur yarına açılan
İçe doldurur rengini de sevgiyle bir köz.
Bilmem gelir mi hatıra emek, vefa
İki günde silinir mi birikmiş bin hatıra
Çoğunda dile dolanır durur esintiler
Hey gidi, bizi bizden eden ulvi sevgiler.
Sakın etme dert dünlerden kareleri
Nasılsa yok dönüşü, sil sil enstantaneleri
Yazabildin mi iç dökerek benli hem de
O vakit tuttur ritmini demlemsin hayat
Acının, tatlının türküsünü de söyle.
Çalar mı dünlerden bir gün kapını
Açar mıydın ben olsam söyle aslını
Bir esinti olsam ruha da dokunan
Değer miydi tenine dünkü bahçelerde
Rayihasıyla hoş kokan o çiçekler nerede?
Bir ıslık çınlamasında sanki kulaklar
Bırak avazınca yankılansın dereler, dağlar
Bir gençlik vardı dünlerden, şimdi kayıplar
Aradığımız neydi böyle hem de biteviye
Bulunca cevabını durma, ezgileri derle.
Kiminde bir köşede garip dururdu saz
Onun tellerinden doku, hayatını yaz
Öyle bir işlesinki duygusu, zaman dursun
Bu huzuru saklarsan ebeden de mutlusun.
Hükmüne razı olmasak da geçecek zaman
Yeterki onunla birlikte daim kalmasın hazan
Maziden güne neydi böyle damlayan
Doldur o halde anların karelerini benle
Kondur en güzel sözleri kalbe, hem de yinele.
Belki varım hatıranda o dünkü gibi
Sessizliğe kanma sakın onlar gerçekti
Bir çift vefalı sözdü kalan, önemsizdi gerisi
Dedik ya kalıcı da değiliz, geliyor güz
Son perdede sus biraz, bak ta gerilere
Bir ıslık eşliğinde sen de türküsünü söyle...
Oğuzhan KÜLTE
5.0
100% (4)