0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
121
Okunma
Topraktan çimlenip doğdum yeniden.
Buna mecbur kaldım, çıkamadım kefenden.
Hiç haber almadım, bu toprağı sevenden.
Ben de içinde yaşardım, kalkamadan kefenden.
Nefessizliği reva gördüysen de bana,
Dudaklarında kalan hikayeyi uzat Yaradan’a.
O ve senden başka kimse bakmaz aşkıma.
Belki de not alırsınız beni, yanmış kağıtlara.
Hakanlar, sultanlar, hanlar, saraylar...
Adını duysa yarasından ağlar.
İmkanı yok, aşkım bu yarayı dağlar.
Belki o zaman dağlar ihtimallere ağlar.
Belki yaşamadım, kime ne.. Sensizlik reva mı?
Zarı atanlar belki de görürler benim revamı.
Bu zarın yüz sayısı böler yüze katlarını
Bu ihtimaller secdeye yatırır kartlarımı.
Oyunun başındaki çok büyük, tahayyül edilemez
Öyle bir güç ki ruhu bedenden çok sevemez.
Hikayesi yanmayanlar onun sevdasını göremez.
Görüntüde bulur kerameti, ruhtaki şeri bilemez.
O şer beni kasıp kavurdu, bir fırtına koptu ki..
Ne ruh kaldı ne de beden, hepsi sende ezildi.
Rastgelmesi birazcık zor, bu güç öyle ki,
Yaşam dünyasında bir fani, aşkı göremedi.
Zaman ve mekandan azade oldum,
Ucum bucağım kaldın, bendime doldun.
O bentler duvara döndü, kulun kölen oldum.
Sen beni istemesen de, benimle bir oldun.
Aynalar düşmanım oldu, bedenim azade olamaz.
Etle kalan tırnak ayrı yerlerde sakince var olamaz.
Yalnız vücut bana ait, kopan tırnak acıları duyamaz.
Tırnak koparsa ölmez vücut, fakat izi onsuz kalamaz.
Zihnim bulanıyor her an, seni taşımaktan bıkıyorum.
Her yerde var olabilen Tanrıça’ya zihnimi açıyorum.
Ne kadar garip, o bir faniyken ona Tanrıça diyorum.
Belki de içinde yaşatmak istediklerimi görüyorum.
5.0
100% (1)