6
Yorum
44
Beğeni
0,0
Puan
583
Okunma
nasılla başlayan sevmenin günahına
avuçlarında taşınmaz ıssızlık tohumları
bir bakır tasta yoğrulmuş zaman
çırpındı sabah
gökyüzü rüyasını yeni yutmuş bir çocuk
yanaklarında serin bir papatya izi
koştum
dizlerimde dağ çiçeği
ayak bileğimde uçurumun tüyleri
tuttu kalbimi bir yusufçuk
yemin ettim ağaran şafağa
geriye dönmeyecek kadar karanlığım
dilimi ısırdım bir yıldızın sırtında
dudağımda köpüren bir yamaç
bilirim
hiçbir atlı geçemez artık bu dağın zirvesini
ve içimde bir vaha
sert dikenli bir nar çiçeği
haritaları yırttım gözlerimden
bir yarım küreyi gömdüm geceye
kıvrım kıvrım uyuyan yavru serçeler gibi
bir ömrü ilmek ilmek
acıtarak ördüm kendime
ah..
gözlerinle mühürlersin bu çılgın koşuyu
ve susarsın
genzini yakan bir cümleye adak olmak gibi
tükenmeden var olmak gibi
ve dönmemek gibi ..
bir daha dönmemek gibi
ver bana
kederini ver
dağlar kendini aşsın
nehirler kendine çağlasın
sen
şehre arkasını dönmüş uykusuz bir yayla
hoyrat hançerlerin sustuğu bir çukurda
gürültüsüne sırt çevirmiş bir sessizlik
kavrulmuş dudaklarının gazel türkülerine
düşlerimi sürdüm
ve sen hâlâ
çıldırmış saçlarında
o eski bir bozkır rüzgarını taşırsın
ve şimdi
ellerimi uzatsam
bir göçer düşü gibi parçalanırım sana
bir cenk türküsüyle
uyanırım sana yeniden
....