Yokluğunun İzikeramet mi var ki ayrılıkta ona varır her darmadağınlığın sonu suçsuzluğun yol ayrımıdır o ormanların yeşilliğini kanıksamakla kanıksamamak arasında masum masum akan sular gibi görünse de en mahzun hırçınlıktır soğukluğu milyonlarca eylemin öznesizliğiyim ben ışıyan denizler vurur yalnızlığıma nedeni sensen çocukluğuma vurmuşluğumun asırlık tereddütlerle gelir reddetmek yokluğunu yudum yudum kezzap içer gibidir toprak yağmurdan sen yoksan düşlerimin oyuncağı bulutların yok olmama telaşında yokluğunun izi kaldı zamanda silemez seni hiçbir yangın karlı dağlarından yalnızlığımın yalnızlığımın yokluğunla avunmuşluğunun uçurumlara kafa tutan küskün bakışlı taylar gibi balabanlar gibi kaybolmaya uçsa da ömür özlemlerin sarp kayalığında bir sensizlik üşür bir de saçlarımda bıraktığın şu çığ öfkesi döner kömür gözlü bir çocuğun körleşmesine sakındığım hiçliğin değildi şiirlerimden zamanla dinerdi huysuzluğu üşüdüğümün eski taşların yerinden oynaması gibi susturamamak kirpiklerimin sensizlik haritasını ölçeği boşluğu öpmelerimden sakındığım uçuk boyalı sarhoş bir ölümdü şiirlerimden şiirlerimde kaçtığım kendimle zamanla yüzleşmek yokluğunun zamanda açtığı bu yara iyileşmeyecek mavisi hiçlik akşamlarının büyülü bir son gün gibi bilmem son gecesi mi bu karanlığın izi yokluğunun yaylası konar göçer sözcüklerimin karanfil dallı sabahlarda bir yürekten diğer bir yüreğe kırık esriklikler taşıyan buluşarak çırılçıplak bir yargısızlıkla kabullenerek avuçlarımın boşluğunu bütünleşecek ne de olsa kendimi sende aramalarım sonsuz bir yalnızlıkla Kağan İşçen (c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir. |
Kalemine yüreğine sağlık
Saygılar