kuş gönünden aşkbir kuş olsaydım omuzunda küçük bir adam ve biraz düş cennetten çıkıp gelseydin bütün zebanilere inat ey aşk ben seni asla terk etmezdim kim ki ayrılık der işte keder vatansız adamların namusu olmaz bil ki inadına tek vatanımsın ikinci kez gidemediğim diyar niçin hep annem gibi ağlıyorsun acı emziriyor göğüslerinden evlatlık saz sancılı geceler çalıyorsun ansızın belime saplanan ağrı uyuşmuş sol bacağım gibi duruk çağ kavuşmak isteyen de kim sevgilim sonbaharın kırmızı sarmaşıkları gibi her yanımı sarıyor sanki hüzün boynuna alıç bağlayan şu çocuğa bak kahkahaları yamalı bohça kadın de haydi buyur yalnızlık denen ölüm son bir gece bahşet bahçende sonsuzluk öncesi bir sınır ihlali olsun aşk niçin göçmen kuşların yoludur sevgili değil koynuna girdiğin yar giremediğin hep bir uçurum kenarı |
duy...
duy..lütfen...