Ak Mehmet
(1)
. “-Akmehmedi bilimin sen” “-şöyle böyle aklım eriyo, ablak yüzlü, aksaçlı, gabak bi adamıdı” ebecezim “-sinirli mi, sinirli, öyle-böyle deği(l) pire uçu yorganı yakardı ta öyle; emme çoğ eyiydi ırametlig bi yaz ğünü neyeydi.. Beldecik’de, Tokmacık yol çatında[1] annacımdan gelividi, ha.. ansıdım.. benim sırtımda… hinci ki bu Amad emmiyin[2]ad aldığı, Yalavaş Hasdanesi’nden çıkarıvıdılar höyle bi guşluk geçeni boyuyüklü bi ğarı, “yol bilmen iz bilmen” dedikleyin etirafda bi bildik tanıdık mı ı-ıhh sağolsunlar elimden dutdular ırafakatçı[3]ğarılar.. . da! on günden maada yattık, yeme-işme ne arar ben çırpınıyon, fira ağıt ediyon iki ğözüm iki çeşme görennerin içi ğediyo emme faydası mı var “-çıkmadık çıkmadık candan umut kesilmez” deyollar.. duyan, gören, hemşireler, dokturlar.. . umudumuzu kesmedik biz de ha! neydelim aldım gabil etdim elimden ne ğili(r) emme çocuk samıt[4]gibi soluk almayo, Allah seni inandırsın beti-benzi toprak gibi bomboz, yaşa(r)sa da eyi olmaz dediler, “gıyamete gadar baş kakıncı[5]” . en sonunda biğün “-höküm[6]Alla(hı)n” dediler … “-biz elimizden geleni yapdık” … “-ömrü bu gadarımış” …. Allah geride galanlarına ömür versin”miş, …. . “-zati eyiler yaşamazımış”, …. “-Allah sevdiği gullarını yanına erken alır”ımış, ….. “-Allah sevdiklerimizi alalak, bizi imtam eder”imiş ….. “-‘öte dünya[7]’da bizi garşılarlar”ımış, . “-böğünkü ğibi aklımda gündönümünden[8]tam iki hafta sonura bazar derneği bi(r) ğün netçemi bilemedim sankı ölen yavrım deği de benin.. canlı cenaze ğibi . ne ağlayabildim, ne ağıtlar yaktım, ne yırtındım var mı faydası kendimi yerlere atmanın yırtınmanın Takdir-i İlahi.. elden ne ğeli(r).. yavrımı geri ğetiri(r) mi.. ağıt fığan.. . tanıdık file de olmayınşa a(ğ)lasan kime ne döğünsen ne fayda bi metanet çöktü üsdüme hemşirenin birinin elinde inne var feryat-fığan edersem bana inne vurcağımış, sanki bundan daha fazla acıdacak . =============== [1] çat : iki yol, dere ya da ayrılan şeylerin birleştiği yer, kavşak [2] amad / amat : ahmet [3] ırafakatçı : refakatçı, arkadaş, yoldaş [4] samıt: şok halinde hareketsiz, gözleri fersiz, konuşmayan, seme [5] baş kakıncı: başkalarının aşağılamasına başa kakmasına, vesile olma durumu [6] höküm / hüküm : karar, alın yazısı yazılmış, elden ne gelir anlamında [7] öte dünya, öteki dünya: ahiret, öldükten sonra dirileceğimiz dünya [8] gün dönümü: günlerin azalmaya ya da kısalmaya geçme zamanları |