Vahataş köprüdeyim ayaklarımın altında kaderine akan o nehir derinde sırlar tarihin izinde biriken keder gül açar el ele tutuşan kıtalar hep ileri, hep ileri ölüm dahi böyle akarken zaman pencereye vuran dolunay rüya değil düş yeşertir hikâyeleri Sahra yazılır Vaha okunur afettir aşk su yüzüne çıkarır saklı hazineleri Serap değil, bulutlar yeşermeye yağmur Kızıl Deniz’e açılan delta üç adım geri bir adım ileri bir adım geri üç adım ileri benler ufuk kızıl yer, gök tılsım yıldızlar yol imi yangın aksın suyunu bulur düşeş hep ileri, hep ileri Sude Nur Haylazca (Vaha Sahra) |