günler karanfil yası
günler karanfil yası
karanfil kokar sesimden düşen ateş solumda anısı yakasından taşan kadın gürledi biri arkadan ‘yürüyelim’ titredi gök… sağdaki muskaya sığınmış durmuyor eli hangi mevsimde gül açar solan yüzlerde bedeli yaşamsa al gözlerimi bu talandan aç döşündeki yarayı güneş damlasın. rengi gözlerde saklı bir destan anlatılır ağlar beşiğine annenin sütü doğranır ipek bebekler adaletsiz kılıçlarda aylan’dır denizler, çöpe doygun çocuklar. bir ana kolsuzum diyor pençesinde saçı tutuklu gözleri dağları süzüyor dudaklarda ses kuru, omuzlarda karanfil yası. söylendi çöl yasası, söküldü şah türbesi koktu alın teri örse demir olduk biz yüreğe çekiç durdukça menevişlendik. gönlümde saklıyken mavi dudaklı çocuk sesleri buyruğuna hançer çektim fışkırdı kanımız tut bu yaslı karanfili bıçkın güneşe ak açsın gün doğuran sabahlara. zeki kırhan |