kızıl sıcaklık
kızıl sıcaklık
alnıma biriken kızgınlığın sırlıdır izleri hesabı görülmüş yılların düğümü inceltir göğsümde dağları. iniyor sabahın yüzünden özlem bıçkını sesler anlayınca yüklendim ayaklarıma ulaştım susmaz ağızlarla soluklanır buldum kendimi tenimi titreten marşın içinde eğni tulumlu, elleri anahtarlı dostlarla buluştuk yol üstü karıştık yürekten uçuşan alın terinin tadına. pencereden sallıyor kadınlar mendilleri güvercin aklığında omuzlarda taşırız gözlerini şehrin bir ucundan döndük dağılan akşama doğru. sardılar önümüzü coplu silahlı ayaklarım kesildi yoldan ellerim kurtuluş düşüyle kapandı yüzüme sarınca kızıl sıcaklık gövdemi gezdi kapıları daldı gözlerim bahar kokulu ocaklara çizgi taşlarının oyun sevinciyle iki sokak arasına uyandım. hışımla tekmelediğim yolu bitiremiyorum soluk soluğa taşın toprağın altına düşmeden kim durdurabilir sevgiyle yoğrulanları. zeki kırhan |