Kasaba (3)
Demirciler arastasında
Demirci Bayram sabahın erinden, akşamın geç vaktine kadar, yaz-kış demeden kor ateşin karşısında; körük çeker, etrafa çıngılar saçtırı(r)dı pense ağızlı uzun maşasıyla kor-demiri tutar ilk önce nedense örse küçük bir “tık” sonra kızgın, kor demire “tak” “tuk” biri uzun kollu penseyle tutar kor halindeki demiri bir o sallardı çekici bir karşısındaki tık-tık, tuk, tık, tuk ne şanslı insanlardı.. sevdikleri işi aynı artan bir heyecanla kimbilir kimler seyreder yutkunurlardı ne göbek ne karın ağrısı varsa da tık-tak, tuk, yoksa da tık, tak tuk! . küçükken; şişireceğimiz sakızı parmaklarımızla yaydığımız gibi kor halindeki demiri yayarlardı bir o vururdu, bir karşısındaki, ne yapılacaksa o şekli aldırırlardı neresi nasıl döğülecekse bilirlerdi “el ayarı, göz kararı” tuk tak da tuk tak saat saniyesine ritimli tık, tık, tak-tuk! tık, tak-tuk tık, tuk tak! . sonra tekrar ateşe koyarlar, döğdükleri demiri körük ateşine korlaşınca tekrar örs üzerine, tekrar vurmaya başlarlar “tık, tuka-tak” büyük çekici belli bir şekli alana kadar kor halindeki demire vurarak yuvarlatırlardı, inceltirlerdi, fazlalığı keserlerdi kat, kut! tak tuk, tuk tak tuk . ortaya bazen bir satırın ağzı, bazen de bir tahranın sapı çıkardı, ya da keser, nacak, satır, balta, saban demiri bir şeyin ağzı çıktı mı, teneke hatıldaki kirli suya batırırlardı coosss.. “çeliğe su vermek” bu olmalı etrafta yanık demir kokardı havada bir is- demir- yanık acı bir buhar çark döner; çıngılar sıçrardı hayat şekil alırdı mamuller yığılır kalırdı sağ işaret parmağıyla alnını siler, terini atar bağrından süzülen tere kim bakar yeniden başlar tık.. tak tuk tak tak! . tenekedeki kirli suya bir-iki batırıp çıkardılar mı ağzını eğelemeye, törpülemeye başlarlardı bakar.. eliyle pantolonuna-koluna siler, parmağıyla çeliğin ucunu inceler gök yüzüne kaldırıp seyreder.. ya diğerlerinin yanına atar.. ya kalkıp karşı duvara asar ardından sıra körük ateşinde korlaşan imal edilecek.. şekil verilecek bir başkasına geçer tık-tık tuk, tık tuk tık tuk, tık tuk . karşı duvarlar envayı çeşit “Bayram” armalı bel, kürek, keser, orak, çapa, kazma, sacayağı, örs, çekiç, üzengi, gullap, reze, kargaburnu, pulluk kulağı, düven takımları, hatta nal, imal edilen diğer ürünler tel dilli keçi, boynuz dilli koyun çanı bile vardı.. müşteri saygıyla işin birmesini bekler Demirci Bayram ayarlar, kaynaklar, pazarlık yapar, her müşterisini memnun uğurlar kaldığı yerden işine başlardı tık, tuk, tak tık-tık tık tuk, tık tuk, tak tak.. |