Şöyle derin bir nefeslik sadece, O kadarcık bir aralık… Kıvrılacağım minicik bir köşe, Kısacık bir mola bu kımıldanıp duran, Dürten şeylere…
Sıyrılamaz mıyım ne dersin O elbiseden?! Çıkarıp atamaz mıyım o kılıfı; Oraya ait, Kımıldanıp duran şeylerle dolu..?
“Gerçekten gülmüyorsun sen” demezsin o zaman belki… Sendeki o sahici tebessüm Bende de peyda olur, Dudaklarım zorlanmaz yukarı kalkarken.
Ama yetmiyor ki zaman bir türlü! Kahve molası veriyorum kendime, Sözde dinleneceğim… Saatin tik takları Ve karşımdaki o yüzler -Konuşmamı bekleyen durmadan, İstedikleri bir renge boyamamı dünyayı- “Kalkma vaktin yaklaştı” diyor; Burada tutuyor beni, Kaçmaya çalıştığım o dünyada… O aralık açılmıyor yine, Uzanıp kıvrılacağım…
İpimi koparamıyorum bir türlü, Bir şeyler çekiştirip duruyor.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
MİNİCİK BİR KÖŞE şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
MİNİCİK BİR KÖŞE şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
resimden şiire gelince şair dizelerin kan dondurmuşluğu kesin...
belki bilmediğiniz, bir zaman benli şiirler yazan benin de her gece sanki boğazı sıkılarak ve kendi elleriyle sabahı göremeyeceğim sanması ve oysa yıl yıl dizilirken aslında yazık edilen ömre dairlikler nice geç olduğunu "işte o gün" anlaması ve niyeyse...
Sanırım hepimizin birazcık ihtiyacı var o minicik köşeye. Hani şöyle sessiz sakin bütün dünya telaşelerinden uzakta kendi kendimizi dinleyebileceğimiz kendimizle bir beş dakika da olsa baş başa kalabileceğimiz minnacık bir köşe. Kim istemezdi ki?
Ama işte hep o birşeyler ya elimden ya ayağimizdan tutup çekiştirip duruyor bizi.
Sadece uykumuzda dinlenebiliyoruz ki benim maalesef uykum da çok bölünür. Yani minnacık bir köşeyi bırakın uykumda bile rahat edemem.
Tebrik ediyorum, Güzel bir şiir olmuş içsel düşünceler.
Uyku gerçek bir dinlenmenin yerini tutmuyor genelde maalesef. Güzel şeylerin yanında bizi üzen, rahatsız eden şeyler de sızabiliyor rüyalarımıza bazen. Öyle olumsuz şeyler görünce dinlenmek bir yana daha beter yorgun uyanabiliyoruz.
O yüzden günlük koşturmanın arasında kendimize kafamızı dinleyebileceğimiz zamanlar yaratmak çok önemli.. Ama dediğiniz gibi, o telaşe arasında bu çok da mümkün olamıyor. Yine de şartları zorlamalıyız bence. Çok kararlı olursak o aralığı yaratabiliriz kimi zaman. Çünkü gerçek bir nefes kadar duygusal anlamda da nefes almaya ihtiyacımız var.
resimden şiire gelince şair
dizelerin kan dondurmuşluğu kesin...
belki bilmediğiniz,
bir zaman benli şiirler yazan benin de
her gece sanki boğazı sıkılarak ve kendi elleriyle
sabahı göremeyeceğim sanması
ve oysa
yıl yıl dizilirken aslında yazık edilen ömre dairlikler
nice geç olduğunu "işte o gün" anlaması
ve niyeyse...
eyvallah.