Şefkatli Kucak
Masa dağınık kalsın, bırak.
Kahvaltı bitmesin hiç. Tabakları, çatalları toplarken Şimdiki kadar dağınık kalamıyor hiçbir şey de. Her şey derlitoplu olmalı ille de. Biten kahvaltıyla birlikte Bu başıboşluk da yok olup gitmeli. Sanki böyle bir kural koymuş birileri, Bir sınır çizilmiş Kahvaltı öncesiyle sonrası diye. Oysa bu sabah hiç halim yok Sınırlarla uğraşmaya. Sınırsız bir şekilde dağıtmak istiyorum her şeyi. Bu sofradan görünen dünya Ilık bir çay gibi Hoş bir tat bırakıyor bende. Taranmış saçlar ve şık bir giysi içindeyken görmediğim kadar Farklı ve renkli... O da benim gibi resmiyeti sevmiyor olmalı... Pijamamın içindeyken Bana göstermekten hiç korkmuyor En saklı yerlerini. Ben bu senli benli dostluğı çok sevdim. Bırak biraz daha sürdüreyim Bu hiç tanımadığım kaynaşmayı. Ben hep dışarıda kaldım şimdiye dek... Kaybolmadım sıkı sıkı sarmalanmış gibi Şefkatli bir kucağın içinde. Pencereden görünen hayat Kahvaltımı sonlandırmamı bekliyor şimdi, Güzel giysiler geçirmemi üzerime... O zaman şimdiki kadar teklifsiz Bakmayacak bana şu önümdeki ağaç. Sofra düzene girdikçe Dünya da çekidüzen verecek kendine, Tatlı tatlı dertleşmeyecek benle. Bu yüzden bırak dağınık kalsın masa. İki kız gibi dertleşmeye devam edelim dünyayla ben. Pijamalarımız üzerimizde, Gözlerimizden uyku akarak Tatlı tatlı çekiştirelim insanları. |