AĞUSTOSUN RÜZGÂRITam iki asrı aşmıştı ki savunmadaydı yurt Dört bir yandan saldırıyordu türlü çakal, kurt Ve basmaları yok muydu nasırımıza hey gidi Dağıldı da sisler görüş nasıl da bir netti. Birisi çıktı bağrından vatanın, derledi gücü Onunla alındı yol, yansıyandı zemine izzetle Yırtarak enginleri, varım dedi millet hep birlikte Geldi vakti tastamam, alacaktı elbet o öcünü. Bir cakayla gezerken kurmay İngiliz subayı Sandı ki asla geçilemez tahkim edilmiş cepheler Bir iki teşebbüs olsa da keyfeder, boştur gayretler Oysa bu millet sarsılsa yer, çökse üste gökler İhlasla yüreğinde taşımakta olan o inanınıyla Yeniden doğuracaktı şafağı, o ki ne büyük zafer. Akıl, yürek, iman ve vatan sevgisiyle yoğrulan Önderi Mustafa Kemal`e sadakatla bağlanan Durdurulabilir miydi söyleyin hangi düşmanmış bu Parlatmış süngüler,mermiler de sürülmüş namlulara, Bir cehennemi yankılattı top sesleriyle tüm cihana. Bu bir ruhtu ki mukaddesattan feyz alır, beslenir Onun karşısında bu hangi zulümmüş ki direnir İşte o kudsiyeti yitirmemelidir, verecektir zaferi. Ve dedi ki kurmayı, onbaşısı, eri ve hülâsâ Mehmedi Siper de ederek mermilere göğsü, düşürmedi sancağı Verdi kesik koluyla çukurda canını da korumuştu izzeti. Bir fırtınaya tutulmuşluk halinde dağıldılar Can havliyle sökün olup, arkalarına bakamadan Akdeniz`in kıyılarına nasıl da bir pür telaşla Eriyerek her saatte sayıca, taruman da oldular. Bu yurt bizimdir asırlardır böyleydi, verdik cevabı Bize hasımlık edenlerin de o gün kesilmişti hesabı Bir miskinlik halinin sona erişiydi o günler, şahlanış O asil duyguların selindedir bugünlerdeki yaşanış. Güne doğuyorsa tüm ışıltılarıyla yurda o güneş Mazimizdeki ateşli günlerin yıkıntılarındaki Tüm ümitler bitmişti derken ki hezeyana son veren Özümüzdeki ilhamla ve asil kandan da demlenen Bir Mustafa Kemal vardı ki, bizi bize katan, dirilten 26 Ağustos`ta Kocatepe`de ufku delen bakışlarında O değil miydi yine 9 Eylüllerin güzelliklerini gören Tam da bu gerçekle 30 Ağustos, sadece zafer değil Onun mimarı vefakâr ecdadının hatırasını yaşat Bu hatırayı besleyen maneviyatı anla, saygıyla eğil. Sıradan olmayan gerçeklerdir bunlar, destandır Kocatepe Sırtlarından ta İzmir`e bir yol bul da Kanıyla toprağı sulamış ecdadın her köşede Kiminde kesik kolda sancağı, kiminde huşuyla İçine kor gibi düşen vatan nidasında göz yaşınla. Albay Refet`i, Şefik Yüzbaşıyı oku, yeniden hatırla. Takvimlerden bir gün değil bu, yeniden varoluş Bu cennet vatanda bize kem gözlerle bakanları, Dileriz ki bulsun en hatırlısından bir kahroluş Minnet dahi etsek nafiledir biliriz o ecdada Zaferden öte bir nimetti bakiyesi bize kalan da. Öyleyse dil uzatıp o hatırayı kirleten edepsize Mazisinden habersiz, şuursuz yaşayıp dilleyene Hatırlatışın da adıdır bu zafer, had aşana tokat Bu asil milletin her ferdi söyledi sözünü ta ezelden Bir ve beraberce yaşamaya ettiler her daim murat. Ey muallimler ordusu, bu gün kronojiden sayı değil Öncesi, sırası ve sonrasında asil özümüzedir meyil Doğru kalemlerden beslendikçe tertemiz kalacak Geçse de asırlar yitmeyecek kıymeti, daim olacak Her cephesinde dört bir yandan koşup gelenlerin Titreten o öyküleri, bizi diri tutmak için her demde Kutlanırken coşkusuyla bu büyük zeferimiz milletçe Ta o günkü tazeliğinde capcanlı duracak, yaşayacak. Oğuzhan KÜLTE |
Allah razı olsun ,
sevgi ve özlem vardı,
Hakikat vardı
o çok güzel yüreğine sağlık Üstadım
ders vericiydi,akıcı anlamlı
düşündürücüydü
kutluyorum Dualarımla selamlarımla